Pınar

Pınar
@Kerpe
Boğaziçi University
İstanbul
687 okur puanı
Temmuz 2018 tarihinde katıldı
Kadere inanırmış. Ben İstanbul’a onu bulmaya, onu sevmeye gelmişim.
Reklam
İnsanların sevdalandıkları zaman sevdiklerinin kusurlarına, beceriksizliklerine, hatta çirkinliklerine öylesine kapılıp, sonradan duyguları eskiyince aynı şeylerin karşısında nefretle irkilmeleri ne garip.
Bir köşede unutulmuş pek değerli bir eşyaya benziyordum biraz. Zaman zaman çarpıyordum gözüne,zaman zaman hatırlayıp sevdalanıyordu yeniden.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"İki yüzü vardır her insanın," diye anlatan birini tanırım. Şöyle derdi: "Biri, içimizde kaynayan gizli düşüncelerimiz, isteklerimiz, kendi kendimize söylemekten utandığımız tutkularımız, kötü çarpık kayışlarla dolu öz varlığımız öbürü kurnazca gerip onardığımız, parlatıp cilaladığımız yüzümüzde, gözümüzde, dilimizde dışarıya aktardığımız dış yaşantımız."
Sayfa 155
Yaşam buydu. İnsan rastlaşıp seviveriyordu günün birinde. Yürüdüğü yoldan bir adım yana atlayınca yaşamı değişiveriyordu.
Reklam
“Biri var, etim canım gibi. Benden çekildikçe kopuyor her yanlarım…”
Seni seviyorum. Her şey yalan olabilir, seni sevdiğim gerçeğin ta kendisi.
Her şey, herkes yavaş yavaş değişiyordu. Değişmeyen, durulup dinmeyen benim sevdam, yüreğimi yiyen gizli dertler, kaygılarımdı.
Görünüşünün parlaklığıyla içinin bozukluğu arasındaki ayrılık şaşırtıcıydı. Ama bunu benden başka kimse bilmiyordu.
Yolculukların en çilelisi aşk için yapılandır. Ve zorluk ne kadar artarsa aşk o kadar kıymete biner, o kadar anlam kazanır, o kadar vazgeçilmez bir hal alır…
Reklam
Çünkü ben bir geri zekâlıysam sen de bir geri kalplisin!
Sevildiğini sanmış ve yanılmış olmaktan çok utanıyordu. Ölebilseydi eğer bunu tercih ederdi.
İnsan sevince nesneler daha çok anlam kazanıyor.
Bazı şeyler geri gelmiyordu, insan bir daha geriye dönemiyordu. İnsanın içinde bir şeyler ölüyor, yanıp kül oluyordu.