Odessa

"Cadılar"
1770 yılında çıkan bir İngiliz yasası hilekâr kadınları mahkum etti. Bu hainler, Majestelerinin tebaasındaki erkekleri cezbediyor ve parfümler, boyalar, kozmetik banyolar, takma dişler, peruklar, yün dolgular, korseler, kasnaklar, yüzükler, küpeler ve yüksek topuklu ayakkabılar gibi büyü malzemeleri kullanarak onları evliliğe sürüklüyorlardı. Bu düzenbazlıkların failleri, diyordu yasa, geçerli yasalara göre büyücülükle yargılanacak ve evlilikleri geçersiz kılınarak iptal edilecektir. Geri teknoloji o listeye silikonlar, liposuction, botoks, estetik cerrahi ve diğer cerrahi ya da kimyasal hünerlerin eklenmesini engelledi.
Reklam
"Suudi Mucizesi"
1938 yılında büyük haber patladı: Standart Oil Company, uç suz bucaksız Suudi Arabistan çöllerinin altında bir petrol denizi keşfetmişti. Günümüzde burası en meşhur ve insan haklarına en çok tecavüz eden teröristleri üreten ülke; ancak korku saçmak ya da bomba yağdırmak için hiç durmadan Arap tehlikesinden bahseden Batılı Güçler beş bin prensli bu krallıkla son derece iyi an- la-şırlar. Sakın bu biraz da en çok petrol satıp en çok silah satın alan ülke oldukları için olmasın?
1455 yılında, bugün gibi bir günde, Avrupa'da hareketli harfler- le basılan ilk kitap olma özelliği taşıyan İncil gün yüzüne çıktı. Çinliler iki asırdan beri kitap basıyorlardı, ama evrensel edebiyatın en heyecanlı romanının kitlesel dağıtımını başlatan Johannes Gutenberg oldu. Romanlar anlatır, ama açıklamaz, ayrıca açıklamak zorun- da da değillerdir. İncil, ne Tufan koptuğunda altı yüz yaşında olan Nuh'un o güne kadar hangi diyetle ayakta kaldığını, ne İbrahim'in karısının doksan yaşında hamile kalmak için hangi yöntemi uyguladığını, ne de sahibiyle tartışan Balaam'ın eşeğinin İbranice bilip bilmediğini açıklar.

Reader Follow Recommendations

See All
Paulus Silentiarius, 563 yılında, o zamanlar Konstantinopl denen İstanbul'da on beş tane aşk şiiri yazdı. Yunan şair ismini yaptığı işe borçluydu. İmparator Jüstinyen'in sarayında sessizliği korumakla görevliydi. Aynı zamanda kendi yatağında da. Şiirlerinden bir tanesi şöyle diyor: Göğüslerin göğsümün üzerinde, dudakların dudaklarımda. Gerisi sessizlik: Asla kapanmayan ağızdan nefret ederim.
Juan Pío Acosta, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında Uruguay' in Brezilya sınırında yaşıyordu. İşi, o ıssız yollarda o köy senin bu köy benim dolaşmasını gerektiriyordu. Birinci, ikinci ve üçüncü sınıftaki sekiz yolcuyla birlikte bir at arabasında yolculuk ediyordu. Juan Pío daha ucuz olduğu için hep üçüncü sınıfı tercih ediyordu. Neden farklı fiyatlar olduğunu hiçbir zaman anlamamıştı. Daha fazla ödeyenler ve daha az ödeyenler, hepsi aynı şekilde yolculuk ediyorlardı: tıkış tıkış oturup aynı tozu yutarak engebeli yollarda sarsıla sarsıla giderek. Bu farklılığı hiçbir zaman anlamamıştı, ta ki, kötü bir kış gününde araba çamura saplanana kadar. İşte o zaman arabacı haykırdı: -Birinci sınıftakiler arabada kalsın! -İkinci sınıftakiler arabadan insin! -Üçüncü sınıftakiler de arabayı itsin!
Reklam
Reklam
29.6k öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.