Yürüyoruz yürüyoruz kol kola
Saflarımızda ölüp gitmiş arkadaşlarımız
Ve türkümüzde onların kederli "Ekmek!" çığlıkları
Çünkü bir köle gibi çalıştırıldı onlar Sanattan, güzellikten, sevgiden yoksun
Biz de bugün hâlâ onların özlemini haykırıyoruz
İş ve ekmek istiyoruz!
Ama gül de istiyoruz.
James OPPENHEIM
“Zamana Karşı” filminde, izlediyseniz hatırlarsınız, zamana hükmedenler ve onların, dolaylı olarak da zamanın köleleri çok etkileyici işlenmişti. Tabii Amanda Seyfried’i saymazsak. Ölümsüzler vardı, kendilerine başkalarının zamanını ya da yaşamını yükleyenler yani başkasının köleliğinden efendilik devşirenler. Sonra birde “Gılgameş” var ki kendisi çok ahmak olup içememiştir abı hayatı. Ona hep beraber çok kızmıştık hâlâ kızıyoruz. Zaman bizim dışımızda değil, bizim ürettiğimiz bir mevhum. İnsan bir mevhuma köle olur mu, olur. Şöyle bir çevremize bakarsak hepimiz bir mevhuma hizmet ediyoruz; adı hayat olan.
Ve Mado, Mickey'in ölmeden az önce söylediği bir şarkıyı anımsıyordu sık sık:
Ötekiler karşılayacak güneşi.
Şarkı söyleyip içecekler sabahlara dek
Ve belki de hiç akıllarına bile gelmeyecek
Nasıl, ama nasıl isterdik biz de yaşamayı.