İnsan yaşadığı gerçeğin gerçek olduğunu bilse bile, gerçekle hakikatin farkını fıtraten bilirdi. Bu sebeple görmeden inanmam diye diye şaşar, ama görse bile şüphe ederdi.
Hiçbir şey öylesine hediye edilmez bana, her şeyi elde etmek için çabalamam gerekir, sadece şu an ya da gelecek için değil, herkesin doğal bir biçimde sahip olduğu şeyleri bile tırnaklarımla kazıyarak elde etmek zorundayım.
Hep mutsuz, hep karanlık, hep yalnız oldum ben. Kimseyi gerçekten sevmedim, kimseden gerçekten nefret etmedim, yaptığım hiçbir şeyin gerçekten bir anlam taşıdığına inanmadım.
Yemekte bir şeyler okumak istediğinde, tercihi Mesnevi de olabiliyordu bir seks dergisi de. Üstelik her iki materyali de aynı mesafeli ilgiyle inceliyor, her ikisinde de birtakım satırların altını çiziyor ve korkarım bunu şaka olsun diye yapmıyordu.