Kalabalıktan kaçmaz yetmez, bir yerden başka bir yere gitmekle iş bitmez: İçimizdeki kalabalık hallerden kurtulmamız, kendimizi kendimizden koparmamız gerek.
Az mı derdin var ki kendine yeni dertler uyduruyorsun. Az mı kötü haldesin ki, bir de kendi kendini kötülemeye özeniyorsun. Ne diye yeni çirkinlikler yaratmaya çalışıyorsun? İçinde ve dışında zaten o kadar çirkinlikler var ki!
O kadar rahat mısın ki rahatının yarısı sana batıyor?
Biz insanlar öteki yaratıkların ne üstünde ne altındayız. Bilge der ki, göklerin altındaki her şey, aynı kanunun ve kaderin buyruğundadır.
Bazı ayrılıklar, seviyeler ve dereceler vardır; ama her şeyde aynı doğanın yüzü görülür.
Bana büyük işler çevirmek imkanını verselerdi, neler yapmaya gücüm olduğunu gösterirdim, deriz. Önce siz kendi hayatınızı düşünmeyi, çevirmeyi bildiniz mi? Bildinizse bütün işlerin en büyüğünü görmüş demeksiniz.
Felsefeyi, çocuklar için ulaşılmaz, asık suratlı, çatık kaşlı ve belalı göstermek büyük bir hatadır.
Onun yüzüne bu sahte, bu kaskatı, bu çirkin maskeyi kim takmış?
Kendinden aşağıya bakıp da kendi kafasına hayran olan adam, kendinden yukarıya, geçmiş yüzyıllara gözlerini kaldırsın; o zaman yüzlerce devin ayakları altında kalacak ve burnu kırılacaktır.
İçin huzur dolu olsun, başkalarının sağlayabileceği yardıma ya da dinginliğe gereksinimin olmasın. Kısaca dimdik durmalısın, başkaları ayakta tutmamalı seni.