Kendisine gösterilen bu hararetli, samimi bağlılık bazen kalbini o kadar minnettar birakıyordu ki iyi olunca bunun karşılığını vermek için bütün gün yapacak iş arardı.
Sayfa 47Kitabı okudu
Ateşe düşmeyen yanmayı nerden bilsin? Elini bıçak çizmeyen kanın rengini nasıl öğrensin?
Sayfa 99 - Timaş
Reader Follow Recommendations
Ne denizler uçsuz bucaksız mavilikten ne ormanlar dallı budaklı bir yeşillikten ibarettir.
Sahibi ona yeryüzündeki cezaların en ağırını bir kez daha verdi: Yalnızlık.
Ve biliyorum bugünlerde çok üşüyorsunuz.
Sayfa 53Kitabı okudu
Kurallara göre kimse kimsenin yüküne omuz vermeyecek, kimse kendi kalesinin dışına çıkmayacak, kimseye taşıyamadığı yük verilmeyecektir.
Kangren olmuş uzuvlar lavanta suyuyla iyileştirilemezler.
Çünkü her hareketin nihai sonu acıydı ve belki de, insanoğlu bunu bilse, hiç doğmazdı. Belki de daha kötüsü, bütün bunları bilse de doğmaya devam ederdi. Ne de olsa, insandı ve doğası gereği arsızdı. Doğmak için her şeyi yapardı. Gerekirse karnından çıktığı annesinin leşini doğumhanede bırakır, hatta dünyaya ikizine yapışık bile gelir, ama yine de doğardı...
Sayfa 305Kitabı okudu
Ben ölüyüm! bunu anlayabiliyor musun? Ölü! Sadece daha gömülmedim, o kadar.
Sayfa 165Kitabı okudu
Taştan fışkıran bir pınar ol, suyu tutan bir kuyu olma.
Sayfa 203Kitabı okudu
Her insan tektir, her bireyin kendi özellikleri, içgüdüleri, farklı beğenileri, istekleri, serüven biçimleri vardır. Ancak, toplum her zaman belirli davranış kurallarını herkese empoze etme eğilimindedir, tek tek insanlar ise neden bu kurallara uymak zorunda olduklarını her zaman merak ederler. Bunları kabullenirler,tıpkı belirli bir klavyeyi en doğrusu sanarak benimsedikleri gibi. Saatin yönünü sorgulayan biriyle karşılaştınız mı hiç?
Duygular hep vardı, ama hep gizlenmek zorundaydı.
Sayfa 146Kitabı okudu