Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Meliha
Meliha
@Komorebiii
Dr
Tıp
Sivas
1233 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Merhaba :)) Uzun süredir inceleme yazmamıştım. Bazen okuma hevesi kaçınca insana iyi gelen bi hikaye kitabı olur ve insan tekrar okumaya döner ya :)
Cemile... Bizim akılda tutulan gözle görülen ve belirli kurallar içine sıkıştırılmış gelin figüründen farklı birisi.. Yaptığı ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır, aşk insana neler yaptırır, sevdiğin insana vakit varken sahip çıkıp deger vermek ne kadar önemlidir. Sevgini göstermenin de vakti vardır bir süre bir an bile arka plana atılmaz...Cemile ve Danyar'ın yaptığı şeyi asla onaylamamakla beraber her bir karakterin ve okuyucuların birçok çıkarım yapabileceğini düşünüyorum. Kitabı değerlendirecek olursam haddim olmamakla beraber ben yazarımızın bu kitabının dilini de çok akıcı ve güzel buldum. Bir de kitap bana güzel bir insandan hediye... Bu yüzden yeri farklı. Keyifli okumalar dilerim :))
Yılın ilk incelemesi :))
Kitapta toplama kampı gibi bir yerde olan psikiyatrist kendi deneyimlerinden yola çıkarak bize logoterapi adlı tedavi yöntemini tanıtıyor. Bu yöntem insanın hayatında bir anlam bularak iyileşebileceğine dair güzel bir ekol olmuş. Farklı ve güzel örnekler vererek bize yeni bilgiler öğretiyor. Okumanızı öneririm.
"Kendine gülmeyi öğrenen nevrotik birey, kendini idare etme, belki de iyileşme yoluna girmiş olabilir."
(Sevdiğim alıntılardan biridir.Bol bol gülün :)) en çok da kendi hatalarınıza...)
Keyifli okumalar. :))
Okuduğunuz kitaplardan kopup birkaç günde bitirebileceğiniz gerçek olduğu söylenen hayat hikâyesi. Ben okurken özellikle itiraf kısımında afalladım kaldım. Bir kadın olarak empati yapmak durumunda kaldım ve gerçekten zorlandım. Yazarın zorlamayan bir dili var. Sıkılmadan okuyabilirsiniz. İlla okuyun diyebileceğim bir kitap değil.
Keyifli okumalar.
Okur Takip Önerileri
Kitap hakkında inceleme yazmaya sonradan karar verdim. Karen'in annesinin aşağıda alıntılayacağım sözlerinden hepimizin tekrardan haberdar olması için ve cennet cennet diye ortaya düşen bizlere ufak bir fısıltı olsun istedim. Anlayacağınız üzere en çok bu karakteri sevdim kitapta. Çünkü Poyraz'ı o kadar sevmiş ve o kadar saygı duymuş ki ona kendisini ve küçük kızını bırakıp giden biri bile olsa asla kötü seyler söylemiyor onun hakkında.
"Açlıktan ölen çocuklar gerçek, hastalıklar gerçek, savaşlar gerçek, giderek daha mutsuz olan insanlık gerçek. Yeryüzünün her sabahında insanlar gözlerini böyle bir hayata açarken, bunca acımasızlık, bunca yoksulluk, bunca umutsuzluk varken, perdenin öteki tarafındaki cenneti düşünerek yaşamayı kendime yediremiyorum Karen... Ben iyiliği, sadece iyilik olsun diye yapmayı seviyorum, kötülükten kaçınmayı, kötü olmadığım için yapmayı istiyorum. İyi olduğumda birinin bana ödül vermesi ya da kötü olduğumda birinin beni cezalandırmasından korktuğumdan değil... Asıl mesele sahiden alçakgönüllü olabilmekte. "
Ben kitabı cok sevdim.Keyifli okumalar dilerim. :))
Az da olsa spoiler içerir :))
Kitap o kadar sürükleyiciydi ki anlatamam. Kitabın başındaki Psikopos karakterinden tutunda, Jean Valjean, Cosette ve Marius 'a kadar her bir karakterden birçok sey ögrendim. Thénardiers'in karısından bile bir insan hangi karakterde olmamalı, ne yaparsa vicdansız olur onu öğreniyoruz. Kitapta cok fazla üzücü hayat hikayesi var evet ama en çok da bir genç tarafından aldatılan yüzüstü bırakılan Cosette'nin annesi Fantine'ye üzüldüm. Sadece bu anne karakterinden biraz detaylı bahsedeyim ki incelememle sizi sıkmayayim. Fantine cok güzel bir kızdır, bir gence aşık olur ve dünyaya bir bebek getirir. Genç, Fantine'yi terk eder. Fantine eskiden yaşamış oldugu memleketine dönerken bu bebeği götüremez ve 3 yasindayken onu bir aileye teslim eder. Tahmin edersiniz ki bu 3 yasindaki cocuk Cosette.Ve bu aile ondan sürekli para ister. Fantine,çalışır çabalar en son saçlarını kesip satar para göndermek için. Sonra dişlerini feda eder. Ve en son da bedenini... Yataklara düşer ve kızının hasretiyle ölür. Biz ise onu dışardan görsek sadece "sokak kadını" der geceriz. Demeyelim! Ön yargılarımızdan ve zannettiklerimizden kurtulalım artık.. Çünkü hayat peşin hükümler için çok kısa. Kitabı okuyunca Jean Valjean karakteri için de bu mesaj çıkacaktır.
Kitabı ben çok sevdim. Tavsiye ederim.
Keyifli okumalar.. :))
Özeliikle son 50 sayfayı okurken su gibi geçti zaman diyebilirim. Bazı zamanlar olur insan eline aldığı her kitabı yarım bırakır okumak istemez. Hah işte o zamanlarda tekrar size okuma isteği verecek, yeni kapı açacak ve tebdili mekan yaptıracak birkaç kitaptan biri Sırça Köşk. Toplumumuzda her alanda bir hiyerarşi ve küçük çaplı küreselleşmeler var ne kadar farkında olmasak ya da kabul etmesek en kötüsü de "Düşünmek istemesek'te." Buna cok güzel bakış açıları kazandıran içinde birçok öykü ve masallar da içeren bu güzel ve değerli kitabı okumanızı öneririm. Fazla uzatmayayım birkaç küçük alıntıyla bitireyim incelememi.
~Koyun Masalı'ndan~
[ Birkaç koyun olayların ardından şunları söylüyor (olayları okumak ve öğrenmek de size kalsın :)) ]
"Bu dünyada çobansız da, köpeksiz de yaşanabilirmiş. Ama bunu anlamak için her defasında bu kadar kanlı kurbanlar verecek olursak pek çabuk neslimiz kurur. Bari siz gözünüzü açın da, ilerde başınıza yeniden itler, hele kendini kurt sanan palavracı itler musallat olursa, sürüyü canavarlara paralatmadan onları defetmeye bakın!"
~Sırça Köşk Masalı'ndan~
"Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç bes kelle fırlatmak yeter."
Kitapla kalın :))
Dibs, ben de seni unutmayan kişiler grubuna girdim sanırım. :)) Etrafımıza dikkatli bakarsak birçok Dibs belki görürürüz. Bu kitap bana her malzemeyi fütursuzca alan ve çocuğunun yüzünü beş dakika görmeye bile tahammül edemeyen insanların anne baba olmaması gerektiğini ögretti. Okursanız elbet kendinizden de bir parça bulacaksınız.
Keyifle kalın, kitapla kalın. :))
Erbaîn :))
Kitap ilk elime aldığım gün beni mutlu etmeye başladı çünkü can arkadaşımın bana hediyesiydi.
Kelime anlamı olarak Erbaîn, Sâlikin kırk gün süreyle özel bir mekânda inzivaya çekilip kendisini ibadete vermesidir. İsmet Özel'in de 40 yaşına kadar yayınladığı kitap ve dergilerdeki şiirleri kapsıyor kitabımız..
Her kelimesi her cümlesi düşünmeye ve adım adım okunmaya değer bir kitap. Ne de olsa kırk yıl ve İsmet Özel :)) Bir çiftçiyseniz de bu kitapta kendinizden birşeyler bulacaksınız, bir şairseniz de, öğretmen yada öğrenci... Ve durup uzun uzun değerlendireceksiniz söylenenleri.
Çok sevdiğim iki mısrayı yazıp bitireyim incelememi çünkü şiir kitabı Erbain ve her birey şiiri okurken kendisi apayrı duygular hisseder, onun kalbine dokunur yalnızca tatlı tatlı...
"yakın yerde soluklanacak gölge bana yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim"
Yolunuz bahtınız uzun ve güzel olsun hepinizin, sağlıkla kalın, kitapla kalın :))
İlk kez 10 puan verdiğim bir kitap oldu galiba. :)) Çok önemli mi bu bilmiyorum ama kitaptaki karakterin hissettiklerini bire bir yaşadım ve hissettim bunu biliyorum.
Kitap ne zaman okunmamalı?
Kitabı, ilgilenmeniz gereken bir hasta varsa ve durum ciddiyse hemen okumayın derim. Ama onun dışında herkes hemen okumalı ve sıhhatini doya doya yaşamalı. Cümleler,yaşanan hayat, hissedilenler kelime bulamıyorum anlatmaya. Daha fazla vaktinizi almayayım çayınızı kahvenizi alıp hemen okuyun..
Kitapla kalın.
Hasan Ali Toptaş 'ın Türkçe'si o kadar güzel, o kadar akıcı ki konu ne olursa olsun, ne yazarsa yazsın okurum galiba ben :))
Kitabın sonunu bu şekilde hayal etmemiştim aslında. Cevher'le ilgili birşeyler olsun diye çok bekledim, herhalde çok dizi izlemekten olsa gerek. Ama yazar gayet güzel bitirdi. Kitabı okurken kendimi Güldiyar'ın ve babasının yerine koyunca tüylerim ürperdi. İnsanlar hiçbir şey yokmuş gibi hayatlarına devam ederken o kızın ve babasının yaşadıkları kalbimi çok derinden etkiledi. Zülfü Livaneli'nin de dediği gibi: " Haklı olanı, güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık." Ve hep birlikte yaşananlara göz yuman bir halk vardı kitapta. Günümüzde belki aynı olay yaşanmasa da çok benzerleri var inanın. Sadece bakmak ve görmek gerekiyor. Etrafınızdan haberiniz olsun nolur. Etrafımızdan haberimiz olsun.
Son olarak bir hadis-i şerifle incelememi bitirmek istiyorum.
“Bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle, gücünüz yetmezse dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalben buğz ediniz.” (Müslim, İman 78; Tirmizi, Fiten 11)
Kitapla kalın.
Günümüzdeki kitapların en büyük sıkıntısı hadis ve ayetlere yeterince yer vermemeleri ve her cümleyi dünyaya yönelik mutluluk için bize aktarmaları. Bu kitapta ayet ve hadisler çok güzel kendine yer bulmuştu. Belki çok haddim değil ama kitaptaki olayları işleyiş tarzı yazarımızın, biraz daha edebî ve sanatsal olabilirdi. Onun dışında olaylar hayattandı ve etrafımda da gördüğüm seyleri kitaptan okudum.
Kitapla kalın :))
İncelemeyi sadece şu birkaç cümleyi alıntılamak için yazdım aslında.
"Sen ne Sezar'dın, ne Napolyon'dun... Bir karış toprak zapt etmedin. Bir damla kan akıtmadın. Fakat vatanımıza binlerce yeni, sağlam, güçlü ve çalışkan eller kazandırdın..."
Halkın, devletin hangi konumunda nerede olursak olalım işimizi en iyi şekilde, bizi ve temsil ettiğimiz insanları en iyi temsil edecek şekilde yapmamız gerekiyor. Sözle değil eylemle hareket edebilmek dileğiyle...
Kitapla kalın :))
Kitap adından da anlaşılacağı gibi daha çok Bu Ümmetin Kızlarına , annelerine hitaben sorular ve cevaplar da içeren aklınıza gelebilecek her şey ile ilgili doyurucu ve açıklayıcı cevaplar bulunan bir eser. Son sayfasına kadar her bilgisi ve yorumu hadisler ve ayetler ışığında. Her cümlesi altın değerinde.Kesinlikle birkaç defa okunması gereken bir kitap. Allah bu kitabı hazırlayan Nureddin Yıldız'dan ve bizlerden razı olur inşallah.
Kitapla kalın :))
Tarihimizi detaylarıyla bilmeyi çok isterdim ama ilkokuldaki öğretmenlerimizin vs. bizlere zamanında altyapı sağlamamasından dolayı üstüne bilgi edinemedim. Hiç tarih kitabı da okuyamam ve bu kitabı da yarıda bırakmayı aklımdan geçirmedim değil :) ama Mehmed Niyazi ile bu ön yargılarımı yıktım. Yazar kitapta tarihi olayları hikayelestirip, basit bir dille çok güzel anlatmış. Yazılamamış destanlar kitabının konusu ise Kuvay-ı Milliye'nin neler yaptığı, cesareti, gözü kara gençlerimizin yaşadığı zorluklar da Topal Ali (gazi kendisi) adlı karakteriyle anlatılmıştır. Kitapta Naciye isimli karakter yüreğimi sızlattı. Eşref Paşa'ya hayran kaldım. Tabi kitabın bana kattığı en önemli şeylerden biri de Üstad Said Nursi'nin ve talebelerinin ülkemiz en zor durumdayken Van gönüllüleri adlı birlikle, ülkemizin düşmanlardan temizlenmesine yardım etmesini öğrenmem oldu. Kitaptan öğrenilecek çok şey var. Tavsiye ederim okumanızı.
Kitapla kalın :))
Büyük yazarlar büyük, iyi adamlar gerçekten iyiler.
Kitaptaki adam ve kadını o kadar hayretle okudum ve gözümde canlandırdım ki gerçekten inanılmaz. Başkasıyla evlenirken halâ başka bir insana hitabı benim hiç anlamlandıramadığım cinstendi. Bizim inancımız ve yaşantımız gereği bana çok uzaktı karakterler ama yazar öyle bir kurgulayıp anlatmış ki gerçekten o parasızlığı bizzat hissettim ve çizmelerin,düğmelerin vs. Yani dış görünüsteki her şeyin (günümüzde özellikle araba) insanlar üzerindeki etkisine bizzat şahit oldum.
Şuan üniversiteler tatil, eğer fırsatınız varsa bir şehir gezin yoksa bu kitabı okuyun ve farklı bir yaşantıya konuk olun 2 günlüğüne de olsa.
Kitapla kalın :))
Kitabın ismini o kadar çok duydum ki okumak için geç kalmayayım dedim ama beklediğim gibi olmadı. Kitapta o kadar tekrar cümlesi ve içeriği var ki okurken, son 60 sayfa cok zor gecti benim icin. 90 sayfada ne anlatılmak isteniyorsa rahatlıkla anlatabilirdi değerli Nureddin Yıldız hocamız.
Kitabın başında Zeyd bin Sabit, Fatih Sultan Mehmed, Hz. Ömer'in oğlundan ve onların daha bizim yaşlarımızda başarılarından bahsediyor ve gercekten cok güzel bir anlatım olmuş.Her konuya ayrı ayrı değinmesi ,günümüz genclerine göre anlatması da kitaba değer katan noktalar. Devamı da böyle olsa cok mutlu olurdum ama yukarıda bahsettiğim gibi öğüt verici cümlelerin tekrarı kitabın biran önce bitmesini istememe sebep oldu.
Kitapla kalın. :)
Toprak ana dinler en güzel
Cengiz Aytmatov'un kitaplarında o kadar güzel betimlemeler varki, Toprak oldum hikâyeyi Tolgonay'dan kendim dinledim desem yeridir. Evet her insan, her yaşadığını bir başkasına anlatamıyor Tolgonay da kitapta tüm derdini, acılarını ve bitmek bilmeyen umudunu toprağa anlatıyor. Şimdi bir avuç toprağa hasret kalan sehir yaşantıları içindeki bizler için de En güzeli bu değil mi ?
Kitapla kalın :))
Farz Et ki Öldün...
Kitaptan önce yazarıyla ilgili bişe söylemek isterim Haris el-Muhasibi, nefsini çok sık hesaba çektiği ve haramlara cok dikkat ettiği, takvası yüksek olduğu için bu şekilde anılmıştır. Mübarek yazar, elini uzattığı bir yiyecek haram olduğu zaman damarı hareket etmeye başlarmış. Nasıl bir takva ! Tabiki de böyle bir yazarın kitabı da okunmaya değer. Ben bu kitabın başka yayınlarda uzun versiyonu var mı bilmiyorum açıkçası ama kesinlikle varsa okumak isterim.
Ölüm ve ahiretle ilgili çok ayet ve hadis duymuşuzdur, bu kitabın diger hadis kitaplarından farkı ne derseniz eğer; kitapta o ayetler ve hadisler sanki siz kıyametten mahşer anına kadar önce cehennem, sonra da cennet hayatını yaşıyorsunuz gibi hikayeleştirilmiş. Gözünüz dünyadan geçiyor, ruhunuz gibi sonsuz mutluluğu, lezzeti istiyorsunuz.
Bazen insanın silkelenmesi gereken zamanlar oluyor, bu kitap öyle bir zamanda geçti elime benim. Ama en az 2-3 kez okumalıyım. 96 sayfa olması da ayrı bir avantaj tabi. Bir çok yazarın yüzlerce sayfada hissetiremedigini Rabbim bu yazar vesilesiyle yazdırıyor ve bizler de nasibimizi alıyoruz inşallah.
[ Bu sitede gercekten cok güzel inceleme yazan kisiler var, ben de onlar gibi yazıp bu kitabı birkaç kişinin daha okumasını sağlamayı cok isterdim ama maalesef bu kadarı geliyor elimden. Inşallah güzel inceleme yazan arkadaşlardan bu kitabı okuyan ve size kitap hakkında daha güzel bilgi veren biri çıkar da okursunuz ve bana da dua edersiniz :) ]
Kitapla kalın. :))
Kitap, çok değer verdiğim bir ablamın hediyesiydi bana. Benim minimalist yasam denilen akımı takip ettiğimi bildiği için almış eminim.Tek begendigim sey kapak resmindeki taş duvar oldu. :)) 15 - 16 yaşlarında olsaydım belki kitabı beğenip hayatıma daha çok sey alırdım bu kitaptan ama şimdi pek bir şey katmadı bana. Minimalizmi merak eden kişiler bu kitaptan ziyade aşağıda bırakacağım linkten hem peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v) tarafından bize öğretilen yönüyle , hem de batının bize öğrettiği yönüyle dinleyip öğrenebilirler. Hayatınızın belki de en verimli 18 dakikası olabilir izlemenizi tavsiye ederim.
youtu.be/V2QIYaol2CM
Diğer okuduğum kitaplarına oranla bu kitapta başarısını daha az buldum yazarın. Ama bilgi içeriği daha iyiydi. Tasvirler ve yeri geldiğinde verilen öğütler tekrar tekrar dönüp bakılabilecek satırlardı bana göre. Yine birçok cümlede kendimi buldum. Okumanızı tavsiye ederim.
Kitapla kalın :))
Kitabın bendeki 3. Baskısı olan ismiyle Peru'dan Anadolu'ya Bir Hakikat Arayışı
Kitapta kanı deli akan tabirini kullanabileceğimiz, Hristiyanlık 'tan Komünistlige ordan devrimciliğe ordan da Müslümanlığa giden; Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın hepimizde olmasını istediği
"akleden kalp" in doğduğundan beri sahibi olan bir genç kız :
Yazarımıza kitabı ismime imzalama inceliğini gösterip bana ulaştırdığı için çok teşekkür ederim diyeyim ve başlayayım incelememe.
Her kitap bizim için açılmayı bekleyen hazinedir ama vakti ve zamanı vardır. İyi ki ben de bu kitabı daha fazla gecikmeden okumuşum diyorum. Kitapta mavi bir otobüsteki karakter oldum ve diğer yolcuların hayatına dokundum. Ama ne hayat ! Okuyup öğrenin mutlaka. Yazarımız Boşnak'a götürdü bizi, Ankara'ya götürdü...Tazecik yüreklere, delikanlı cümlelere götürdü bizi. Bilmediğim çok sey var dedim her bir sayfada. Coğrafya konusu mesela.(özellikle ülkemiz insanının cografya bilgisinin yetersiz olması beni cok düşündürdü ve haklıydı yazarımız.) Kitaptaki doktor karakterlerinin yaşadıkları da bir doktor adayı olarak beni derinden etkiledi. Kitabın kendine ait düzeni de o kadar güzel ki hiç yorulmadan , kitabın icinde kendinizi hissedeceksiniz, yazılar yok olacak diyebilirim.
Otobüs yolculuğu yaptım aslında, ama bir daha yolculuk yaparsam otobüsteki yolcuların hikayelerini merak ederim diye düşünüyorum. . Ya da bu kitabı okuyan bir okur benim hayatımı.. :))
Vaktiniz varsa alın okuyun DEMİYORUM, Vakit ayırın ve mutlaka okuyun diyorum Acele edin :)) Ne diyor yazarımız: "Zaten çok aceleci bir toplumuz biz, özellikle de trafikte."(141.sayfada)
Kitapla kalın :))
"Bakabiliyorsan, gör. Görebiliyorsan, fark et."
Nasihatler Kitabı
Yazarımız da kitaba böyle anlamlı ve güzel bir sözle başlıyor. José Saramago'nun ilk okuduğum kitabıydı son da olmasın istiyorum. 1k okurlarının da dikkatini cekmistir, bir gün icerisinde cok fazla alıntı yaptım bu kitaptan ama okuyunca fark edeceksiniz asla en güzel dediğiniz cümle bitmeyecek.
Kitap neden bu kadar begenildi sorusuna gelince... Tüm dünya beyaz bir körlük icerisindeyken ne kadar bencillesebiliyor,hayat ne kadar degisebiliyor, utandığımiz cekindigimiz ahlak dışı seyler nasıl da insanlara bu kadar basit geliyor inanamayacaksınız. İnanamayacağınız bir diger sey de tüm dünya beyaz felaket (kitapta yazarımız bu sekilde söylüyor) hakimken kitaptaki bir karakter gören 2 gözüyle betimliyor birçok seyi ve siz kitabın birçok yerinde o karakter olarak okumaya devam ediyorsunuz.
Çok uzatmayayım ve yazarımızın şu dizeleriyle bitireyim incelememi :
"... Ne düşündüğümü söyleyeyim mi sana, Söyle, Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük, Gören körler mi, Gördüğü halde görmeyen körler."
Kitapla kalın. :))
Bazı kitaplar vardır insan okuduktan sonra o son sayfasında ben neden geç kalmışım diye kendine sorar ya..
Darü'l Erkam
Vahyin Nüzul Sürecinde Şahsiyet Eğitimi
Kitabı ilk görünce isminden dolayı biraz cekindim açıkcası ama kitabın dili çok akıcı ve gayet sade. Içeriği ise bir o kadar dolu. Peygamberimize vahyin gelmesinden itibaren tabir caizse İslamın çatısı Darü'l Erkam da oluşturulmuş. Neresi mi burası ? Burası, Allah Resulü'nün " Ya Rabbi! Ben bittim, sen bana yetiş" dediği noktada Ebu Cehil'in yeğenlerinden birini Allah Resulü'nün ayaklarına gönderdiği kişinin evi. 18 yaşında Erkâm b. Ebi'l-Erkâm ' ın evi...Bu evde nice sahabeler yetişmiş ve yetiştirilmiş, Allah yolunda hangi büyük adımlar atılmış, bizler bu yolda hangi aşamadayız ve Eğer evlerimiz bizim de Dar-ül-Erkâm olmaz ise şayet Darün Nedve mi olacak ?(Allah muhafaza)
Allah Resulü o zor yıllarında insanları İslam'a Allah yoluna çağırırken nasıl bir yöntem izlemiş, bir eğitmen ve öğrenen olarak nelere dikkat etmiş?
Bizler, kendi aklımıza bile gelmeyen birçok sorunun cevabını bulacağız bu kitapta.Kendimizi yetiştirirken,egitirken ve ögretirken nasıl akıllıca metotlar kullanabilirizin yolunu en iyi örnek Hz.Muhammed'den (s.a.v) öğreneceğiz İnşaAllah...
Kesinlikle tavsiye ederim,okuyun,okutturun...
Keyifli okumalar :))
İnceleme yazmayı çok da sevmiyorum diyerek klasik bir cümleyle başlayayım ben de :))
Ama bu kitaba ve içindeki karakterlere karşı o kadar dolu hisler biriktirdim ve hepsini o kadar dolu dolu yaşadım ki birkaç cümlede olsa yazmak istedim.
Kitap, arka kapağında da yazdığı gibi birkaç aydın kesinen, okuduğu okul ve tahsiliyle övünen kişinin iç
Adından da anlaşıldığı gibi kitap dini icerikleri yoğun olan bir kitap.Dini kişisel gelişim kitabı da diyebiliriz. Bu kitap bana bilmedigim seyler kattı mi? Evet.Ama daha çok uyarı ve hatırlatma niteliğindeydi.Başkasindan uyarı almam diyenler olabilir.Ben alırım kardesim benden büyük Allah var :))
Günlük hayatımızda malesef ki ahiretimizi ihmal ediyoruz bu aşikar.Bu kitapta da, ibadetlerimizi neden yapıyoruz?Allah haram sevdadan bizi nasıl koruyor?Erkeklere ahirette huri varken kadınlara ne var ? Gibi birçok sorulara cevap veriyor.Ahiri ve evveli hatırlatıyor.Ve okunmalı mı evet okumalıyiz diye düşünüyorum.Incelememi yazarımızın şu güzel satırıyla bitirmek istiyorum.
"Öyle Mecnunuz ki Leyla'ya kavuşmaktan vazgeçtik."
Kitapla kalın.
Öncelikle yazarımıza kitabı bana hediye ettiği için teşekkür etmek istiyorum.
Kitabı okurken aslında neyin gercek neyin hayal ürünü olduğunu anlamakta güçlük çektim ve bu ilginçtir ki benim çok hoşuma gitti.Kitap ilerledikçe cinsel iceriklerin fazla olmasi ve argo kelimeler beni rahatsız etti açıkçası.Daha az olsaydı daha güzel olurdu fikrimce.Devam ettim yine de.Bay şair 'in yazdıği devam romanindaki Yüksel in kafasındaki aşk mı intikam mı ? sorusu benimde kafamı kurcalamadı degil.Bu devam romanınin sonunu çok begendiğimi de eklemeliyim incelememe.
Ve sonunda kendime sorduğum soru şu oldu : Kitabı okumasam hayatımda eksik bir şeyler olur muydu?
-Evet olurdu.Bay Şair gibi hayatın belki de hiç bilinmeyen bir köşesindeki insanı (karakteri) tanımayacaktım.
-Ayrica yazarımız bazen öyle derin cümleler kurmuş ki dedim tamam başarılı yazarlara gebe canım ülkem yine :)
Yazarımizdan ilerde daha güzel kitaplar da bekliyor olacağım.Takipteyiz :)) Kitapla kalın.
" Alışkanlıkların ortaya çıkış sebebi,bilim insanlarına göre,beynin enerjiden tasarruf etmek için durmaksızın yeni yollar aramakta olmasıdır. Beyin kendi haline bırakıldığı takdirde hemen her rutini alışkanlığa çevirmeye çalışacaktır, çünkü alışkanlıklar zihnimizin daha az efor harcamasını mümkün kılar.Enerji tasarrufunu sağlayan bu içgüdü muazzam bir avantajdır. "
Charles Duhigg yaptığı tespitlerle insanın ağzını açık bırakıyor açıkçası. :)Hem bilimsel hemde içsel diye tanımlamak doğru mu bilmiyorum ama kitabın bizlere ve hayatımıza çok şeyler katacağı kesin.Keyifli okumalar..
