KONOVALOV
@Konovalov
Koşullarla uzlaşmak istemiyoruz, onlara başkaldırıyoruz!
NE EFENDİ NE KÖLE !
76 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
“Bugün Anadolu’nun pek çok yerinde halkın uyanık kesimleri, düzenin bütün partilerinden umutlarını kesmişler ve bu sefaletten kurtulmanın tek yolunun isyan etmek olduğunun bilincine varmışlardır. Halkımızın uyanık kesimleri, Amerikan gavuru ile işbirliği içinde olan ağaların, patronların, para babalarının nasıl kendilerini iliklerine kadar sömürdüklerinin farkındadırlar. Kitlelerde zenginlik düşmanlığı had safhadadır. Onların anlayamadığı tek şey, yenilmez bir güç olarak gözlerinde büyüttükleri oligarşik devlet cihazının kof ve çürüklüğüdür.”
Sayfa 315Kitabı okudu
“İttihat ve Terakki başlangıçta istibdada karşı işçilerin ve diğer ezilen kesimlerin yanında görünerek onlarla iyi ilişkiler kurmaya özen göstermişti. Parti halkın duygu ve ümitleri üzerinden iktidara gelirken birçok kimse de ülkenin tüm sorunlarının çözüleceğini ve kendilerini mutlu bir yaşamın beklediğine inanmıştı. Fakat sonucu tam bir hayal kırıklığı idi.”
Sayfa 36
“Ülke bütünlüğünün korunmasından yana gayrimüslimlere güvenemeyen İttihat ve Terakki de bir süre sonra Türk ulusçuluğuna kaydı. Böylece Osmanlı toplumunda 1908 devrimi ile doğan ve gelişen birlik ve dayanışma ruhu kayboldu. Parti, ülke bütünlüğünü korumak ve ayrılıkçı akımlarla mücadele etmek için giderek sertleşmeye başladı. Bu sertliğin dozunun zamanla artarak despotizme dönüşmesi, özgürlük ve demokrasi yanlılarını ciddi biçimde rahatsız etti.”
Sayfa 44
Okur Takip Önerileri
“10 Temmuz sabahı Selanik fevkalade bir heyecanla uyanmıştı. İttihat ve Terakki cemiyeti kahramanları o gün için büyük bir faaliyetle hürriyet ilan etmeye hazırlanıyorlardı. Çarşamba akşamı gece yarısından sonra insanların geçtiği bütün yerlerde göze görünecek noktalara bildiriler yapıştırmışlardı. Bildirilerde ahaliye pis istibdat hükümetinin kötülük ve mezalimi tasvir edilip anlatılarak bugün o harap hükümet binasının yıkılacağı, istibdadın mahvedilerek yok edileceği, yerine hürriyet aydınlığıyla meşruti bir idare, muntazam ve meşru bir hükümet ikame olunacağı anlatılıyor, hamiyet sahibi olan ahaliye hürriyet ve vatan saadetini elde etmek için çalışan ümmetin fedakarlarına yardımcı olması ve arka çıkması veyahut tarafsız kalması teklif ediliyordu.”
Sayfa 131Kitabı okudu
Bir kitabı okumaya başladı
Bir kitap okudu
164 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
İstibdat dönemi - ~
“Halihazırda bu gazeteler bir insan için memleketimizde kolera mikrobundan daha fena bir musibettir. Elimde bir gazete tutacak olurlarsa hapislerde çürümek, Fizan’a sürülmek işten bile değil, diyordu.”
Sayfa 41Kitabı okudu
“Vatanı bu karanlık istibdat afetinden kurtarmak için bütün aydın fikirli gençlerin fedakarca gayretlerle çalışmaları gerektiğini, bir koyun sürüsü gibi sağılan, yünü kesilen, hatta o kadarıyla da yetinilmeyerek derisi yüzülen, eti yenen bu zavallı ahaliyi zalimin zulmünden kurtarmanın ve onları uyandırmanın her hamiyet sahibinin borcu olduğunu söylüyordu. Herkesin bu despot hükümetimizin mahiyetini anlamasına hizmet etmek borcumuzdur diyordu.”
Sayfa 41Kitabı okudu
“Fırınların yeniden doldurulması için temizlenmeleri gerekiyordu. Yaşlı bir insanın fırının içine girmesi güçtü, daracıktı fırın ağızları. İçerisi de cehennem ateşiydi. Bu işe, küçüklerden en ufak tefekleri ve çevik olanları seçip yollanırdı. Işık girmiyordu pek, karanlıktı fırınların içi. Kürekle yığın yığın kül, kömür kürürdük. Ortalama bir hafta sürerdi bu iş. Fırından çıkınca derede yıkanıp paklanmamız saatlerce sürüyordu. Soluk solurken içimize giren külden epeyce zaman göğüslerimiz sızlardı. Hep o beş leva gündelik içindi bunlar.”
Sayfa 12
Bir kitabı okumaya başladı
“Tek bir kanun hüküm sürüyordu fabrikada: Azami kar elde etmek. Ne işçilerin sağlığını düşünen vardı, ne sosyal sigorta vardı. Orada çalıştığım yıllarda birkaç ağır kaza oldu, ama herkes sanki Allah’tan gelen bir kaza gibi ilgisizdi bu felaketler karşısında.”
Sayfa 11
“Gözü doymak bilmeyen bir iki garp devletinin zenginleri, günde dört öğün yemek yiyecek diye, fukaranın lokması elinden alındı. Nice yuvalara kundak sokuldu, nice ev bark yıkıldı.”
Sayfa 141
Bir kitabı okumayı düşünüyor
