Direnme eylemi, sadece bize sunulan dünya resminin saçmalığını kabullenmeyi reddetmek değil, bu resmin geçersizliğini duyurmaktır. Cehennem içeriden geçersiz ilan edildiğinde, cehennemliği son bulur.
"Resmini yaptığım şey yanımda olmalı, resmin üzerinde, onun kokusunu almalı, ona dokunmalıyım. Onu yemeliyim. Kavun resmi yaparken, kavun kabuklarını spatula olarak kullanıyorum, böylece kavunun suyu boyaya karışıyor."
Çoğu kehanet, belli bir şey üzerine odaklandığında kötülüğü haber verir çünkü tarih boyunca daima yeni dehşetler ortaya çıkmıştır, bunların birkaçı ortadan kalksa bile yerine yeni mutluluklar gelmez, mutluluk daima eskidir. Bu mutluluk için verilen mücadelenin yöntemleri değişir.
Işığın resmini yapmaya oturmak imkansız. Resimde ışık kendiliğinden belirir. İşin içindeki ilişkilerin çözülmesi sonucunda ortaya çıkar. Ressam kaygıyla çalışmış olabilir ama bitmiş eserdeki ışık (aklımda Cézanne var) bizi hayran bıraktığı gibi onu da şaşırtır. Bir bakıma eser çözülmeden önce ressam, bir şekilde kördür.
Kısacık ömrü boyunca kendini kaybetme riskiyle yaşamak ve kumar oynamak durumunda kalmış. Bütün otoportrelerinde, girdiği bu bahis göze çarpar. Kendisine bir yabancı ya da ayağına dolanmış bir şey gibi bakar.