Bir kez olsun, "işte bu açık" diyebilsek, her şey kurtulmuş olur. Ama bu insanlar birbirleriyle yarışırcasına hiçbir şeyin açık olmadığını, her şeyin kaos olduğunu, insanın ancak kendisini çevreleyen duvarlar konusunda açık görüşlülüğü ve kesin bilgisi bulunduğunu söylüyorlar.
" Katoliklerin, kendilerinden bile beter günahlar işleyen pederlere neden günah çıkardıklarını o anda anladım. Kimin dinlediği önemli değildi; asıl önemli olan, yarayı açıkta bırakmaktı ki güneş onu arındırsın, yağmur onu yıkasın. "
" Hayatı yöneten şey irade ya da niyet değildir. Hayat bir sinir, lif işidir, yavaş yavaş gelişmiş hücreler meselesidir, düşünceler o hücrelerin içinde saklanır, tutkular orada düşler kurar. Güvende olduğunu, güçlü olduğunu düşünebilirsin. Ama bir odadaki ya da sabah göğündeki rastgele bir renk tonu, bir zamanlar sevdiğin ve kendisiyle birlikte sana tuhaf anıları taşıyan belli bir parfüm, yeniden karşılaştığın unutulmuş bir şiirden bir dize, artık çalmadığın bir müzik parçasından bir kadans - sana bir şey söyleyeyim mi, Dorian, hayatlarımız işte bu şeylere dayanır. "