"Sadece bir oluğun içinde aynı şeyleri düşünerek, aynı şeyleri hissederek ve aynı şeylerden korkarak yaşıyormuşum gibi geliyordu bana. Kıstırılmıştım, önüm kesilmişti, hapsolmuştum. Hayal kırıklığıyla sonuçlanan çabalar ve küçük dar düşünceler dışında hiçbir şeyim kalmamıştı."
Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.