Kubra turan

Kubra turan
@Kubratrn98
Kubra
Ogrenci
Universite
Istanbul
Istanbul
8 okur puanı
Mart 2019 tarihinde katıldı
"Benim durumumda olan bir çok kişi aynı bayağılığı yansıtan ikinci bir şok yaşar; kastettiğim insanlar, oldukça geniş bir kitaplığa sahip olanlardır (benim durumumda bu ölçü, evimize giren birinin ister istemez o kitaplığı görmesi anlamına geliyor; aslında bütün evi kaplar kitaplığımız). Ziyaretçi içeri girer ve 'Ne çok kitap var! Hepsini okudunuz mu?' diye sorar. Önceleri, bu soruyu yalnızca kitaplarla pek haşır neşir olmayan, beş tane ucuz gerilim romanı ve çocuklar için taksitle alınan bir ansiklopedi barındıran bir kaç kitap rafı görmeye alışkın insanların sorduğunu düşünürdüm. Ancak deneyimlerim bana gösterdi ki aynı sözleri kuşku dışı kalan insanlar bile dile getirebilmektedir. Bunların, bir kitaprafını okunmuş kitapların depolandığı bir yer olarak gören ve kitaplığın bir çalışma aracı olduğunu düşünmeyen insanlar olduğunu söyleyebilirim. Ama iş burada bitmiyor. Şuna inanıyorum ki, karşısında bunca kitabı dizilmiş gören kim olursa olsun, okuma kaygısına kapılır ve acılarını ve pişmanlığını dile getiren soruyu sormadan edemez."
Reklam
216 syf.
·
Puan vermedi
Somon Balığıyla Yolculuk
Somon Balığıyla YolculukUmberto Eco
7.1/10 · 282 okunma
Kubra turan
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Fasa Fiso
Fasa FisoTeoman
8.3/10 · 1.648 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Arabadaydık... -”tabiatın güzelliğine bak!” dedim. -”ağaçlardan hiçbir şey göremiyorum!” dedi.
'' Âlem benim hakkımda ne derse desin,en deliler arasında bile deliliğin kötü bir ünü olduğunu bilmez değilim,buna rağmen iddia ediyorum,ilahi gücüyle hem tanrıları hem de insanları neşelendiren tek varlık benim,sadece ben.bunun en büyük kanıtı,bir konuşma yapmak için şu insan kaynayan kalabalığa adımımı attığım anda,aniden herkesin yüzünün tuhaf ve alışılmadık bir sevinçle ışıldaması,çatık kaşların birdenbire çözülmesi ve neşeli,içten kahkahalarla alkışlanmam;...''erasmus,deliliğe övgü
Reklam
“En iyi zamanlardı, en berbat zamanlardı, bilgelik çağıydı, ahmaklık çağıydı, inanç devriydi, kuşku devriydi, Aydınlığın dönemiydi, Karanlık dönemiydi, umudun baharıydı, umutsuzluğun kışıydı…”
Kubra turan
2019 okuma hedefini ekledi.
2019 OKUMA HEDEFİ
1/1000 kitap - %0 tamamlandı
1 kitap okudu
1000 kitap
216 sayfa
0 inceleme
7 alıntı
Ne kadar ürkünç bir iş. Kafamın içinde belirsiz yaratıklar olarak yüzen ve sadece var olmalarıyla yetindiğim cisimciklerin resmini çizmek. Rüyaların resmini çizmek kadar güç.
Kelimeler yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız kelimeler acıyı dindirdi ve kelimeler insanın aklına geldikçe yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu.
Ama ben,ruhumun bütünlüğünde huzur bulacağım, çünkü yaşamımın bir anlamı olacak. Günbatımına bakıp bunun Tanrı'nın işi olduğuna inanabileceğim. 
Reklam
Ne tuhaf değil mi? En yakınlarımıza kalbimizi açamıyoruz, sonra gidip bir yabancıya içimizi döküyoruz.
Dünyanın üzerimde döndüğü birçok geceler geçirmiştim. Karanlıkta dünya insana zaten masal gelir, geceleri hiç bir şeye aldırmazsınız; sabahleyin ise kaygılarınız yok olup,gitmiştir. Bazen her şey çok güzeldir, sevgi doludur. Sokağa çıktığınızda birgün daha başlar ve arkasından bir gece daha. Geceyle gündüz arasındaki farkı anlatmaya çalıştım.Gece iyidir ama gündüz de temizdir.
Haydi seninle saklambaç oynayalım. Yüreğime saklanırsan eğer, seni bulmak zor olmaz. Ancak kendi kabuğunun ardına gizlenirsen, seni bulmaya çalışmak bir işe yaramaz.
O gün büsbütün güzeldi. Hiç yaşamamış şeyler gibi güzeldi. Hayatın eşiğinde,düşüncenin eşiğinde son bir defa gördüğümüz şeyler gibi güzeldi... 
Yitirilmiş kentlerde bıraktığım kendimi aramam bunca yıl sonra, sonra aranılacak bir ben daha bırakarak kentin kapılarından çıkmam....bulmak, yitirmekten büyük... yitirmem nakkaş olduğumda...bulmam nakkaşlığımdan.
Emily Bronte
Bana göre sonsuz mutluluk, batı rüzgarları eserken ve parlak, bembeyaz bulutlar başımın üzerinden hızla geçerken bir ağacın hışır hışır sesleri çıkaran yemyeşil dallarında sallanmaktı.. 
Reklam
Sabahattin Ali
Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.. 
William Golding
Bir kadın, erkeğin gölgesinde yaşamayacak kadar akıllı; ama o gölgede dinlenmeyi bilecek kadar duygulu olmalı.
John Steinbeck
İnsan olmak kolay değildir, hele ki ‘insanca’ yaşanabilecek bir toplum düzeni yoksa..
Dostoyevski
MutIu oImanın iki yoIu var: Ya istekIerinizi azaItacaksınız ya da imkanIarınızı zorIayacaksınız.
...Galoşlarımı filan giyerken bizim ackley'ye bağırıp, bizimle sinemaya gelir mi diye sordum. duş perdelerinin ardından beni rahatça duyabildiği halde, hemen karşılık vermedi. size hemen yanıt vemekten nefret eden bir herifti. sonunda perdelerin arasından çıktı, duş eşiğinin üstünde dikilip, sinemaya benimle birlikte başka kim gidiyor diye sordu. başka kim gidiyor diye hep sorardı. yemin ederim, bu herifin gemisi batsa, lanet bir sandalla onu kurtarmaya gitseniz, sandala binmeden önce mutlaka kürekte kim var diye sorardı. ''mal brosard,'' dedim. ''o piç mi?... peki. bekle bir saniye.'' haline bakınca size büyük biriyilik yapacak sanırdınız.
...Galoşlarımı filan giyerken bizim ackley'ye bağırıp, bizimle sinemaya gelir mi diye sordum. duş perdelerinin ardından beni rahatça duyabildiği halde, hemen karşılık vermedi. size hemen yanıt vemekten nefret eden bir herifti. sonunda perdelerin arasından çıktı, duş eşiğinin üstünde dikilip, sinemaya benimle birlikte başka kim gidiyor diye sordu. başka kim gidiyor diye hep sorardı. yemin ederim, bu herifin gemisi batsa, lanet bir sandalla onu kurtarmaya gitseniz, sandala binmeden önce mutlaka kürekte kim var diye sorardı. ''mal brosard,'' dedim. ''o piç mi?... peki. bekle bir saniye.'' haline bakınca size büyük biriyilik yapacak sanırdınız.
Reklam
Aşk geçiçi bir duygudur.yaşayınca güzel yaşamayınca daha güzeldir.
"Bir insana bir insan herhalde yeterdi. fakat o da olmayınca? her şeyin bir hayal, aldatıcı bir rüya, tem bir vehim olduğu ortaya çıkınca ne yapılabilirdi? bu sefer inanmak ve ümit etmek kabiliyetini ben kaybetmiştim. içimde insanlara karşı öyle bir itimatsızlık, öyle bir acılık peyda olmuştu ki, bundan zaman zaman kendim de korkuyordum. kim olursa olsun, temasa geldiğim herkesi düşman, hiç değilse muzır bir mahluk telakki ediyordum. seneler geçtikçe bu his kuvvetini kaybedeceğine şiddetlendi. insanlara karşı duyduğum şüphe, kin derecesine çıktı. bana yaklaşmak isteyenlerden kaçtım. kendime en yakın bulduğum veya bulacağımı zannettiğim insanlardan en çok kaçıyordum. “o bile böyle yaptıktan sonra!..” diyordum…"