Polisiye sevmemden midir bilinmez. Kitabı çok severek, büyük bir merakla okumuştum ve katilin kim olduğunu kitabın sonuna kadar asla ama asla tahmin edememiştim. Sonda çok büyük bir darbe yemiştim gerçekten. Kitap bitmesine rağmen oturmuş, şaşkınlıkla kitabı baştan sona düşünüyordum nasıl gözden kaçırabildim diye. Bence harika bir kitaptı. Kitabın ilk bölümlerinde, henüz olay örgüsüne giriş yapmadan önceki kısımlarda çok fazla betimleme olduğunu düşünmüş ve kitabı bırakmak istemiştim. Sıkılmıştım çünkü. Ama şimdi iyi kiii yarım bırakmamışım diyorum. Sen çok güzel bir kitaptın bee
Gizem, gerilim sevenler için bence harika bir kitap. Okunması gereken bir seri. Ben seriden sadece bu kitabı okudum o da tamamen tesadüfi bir şekilde gerçekleşti. Okuduktan sonra serinin bütün kitaplarını alıp okumak istedim ki hâlâ istiyorum. En yakın zamanda tüm seriyi okuyacağım...
Kitabın konusu biraz hassas. Okuyan herkesin midesinin kaldırıp kaldıramayacağından emin değilim. Düğün günü katledilen bir gelin, psikolojik sorunları olan kızlar ve bu kızların ölmesi, üstelik düğün günü ölen gelinle benzer bir şekilde ölmeleri... Suçlu kim belli, hem de en başından. Peki bu suçlu hiç var olmayan biriyse..? Her şey bir kurmaca, bir oyun ise..? Görünen her şey, sadece görmemiz istenen şeylerden ibaret. Katil kim? Tüm bu cinayetlerin sebebi ne? Başından sonuna kadar merakla okunacak bir kitap.
Gözleri yüzünden büyük kadın, kitaplardaki karakterlerden Natalie'yi betimliyor ve kitap Natalie'yi seven baş karakter Hafi'nin dilinden anlatılıyor. Ancak kitapta Natalie ve Hafi aşkını fazla göremiyoruz. Hatta ben kitapta aşktan söz edildiğini düşünmüyorum. Anlatılan onca şey aşkın tanımına girmemeli. Bir erkeğin kadına bakış açısı bu olmamalı bence. Yazarın düşünceleri, benimkilerle örtüşmese de kitabın içinde geçen bazı cümleler beni etkiledi. Düşünmeye itti. Verdiğim 3 puanı da bu cümleler hatrına veriyorum. Gerisi fasa fiso bence...
Başladığım gibi bitirdiğim bir kitaptı ancak bu kitabın çok güzel ve sürükleyici olmasından değil aksine çok basit bir dille anlatılmasındandı. Kitabın edebi bir değer taşıdığını düşünmüyorum. Can sıkıntısını gidermek için alıp okunabilecek bir kitap. Alex-Stella-Demir'in oluşturduğu bir aşk üçgenini konu alıyor. Ortalamanın altında bir kitap olduğunu düşünüyorum hem konu hem de üslup bakımından...
Çok severek başladığım ancak sıkılarak bitirdiğim bir kitaptı. Bence abartı derecesinde süslü cümleler kullanılmıştı. Sadelikten, duruluktan çok uzak bir üslupla yazılmış. Farklı bir konusu, farklı bir bakış açısı olsa da bu kadar çok süslü cümle kullanılması kitaptan alınan zevki azaltıyor ve kitabın edebi değerini düşürüyor bence...