Yusuf Korkmaz

Yusuf Korkmaz
@KutlukBilgeYsf
🄺🅄🅃🄻🅄🄺 🄱🄸🄻🄶🄴 🅈🅄🅂🅄🄵 🄺🄰🄶🄰🄽
"Belki bugün uçmağa varacağız. Ama tüm Acun bilecek ki kimseye boyun eğmedik. Rüzgar kadar hür yaşadık,öyle de öleceğiz."
Sayfa 144 - Panama YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Harf Devriminin gerekliliği
Harf devrimi yapılmıştır, çünkü mevcut yazıyı okuma yazmada imla sorunu yaratıyordu... ...8 tane sesli harf telaffuz eden bir dil sahibinin elinde sadece 3 tane sesli harfi olan bir alfabe ile bilinmeyen köylerin adını yanlış yazması bilinmeyen isimleri yanlış yazması kaçınılmazdı.
Sayfa 356 - Kronik KitapKitabı okudu
"Başka kavimlerin bağımsızlıkçı milliyetçiliği en sonunda Osmanlı ülkesinin asıl unsuru olan Türklerde de bir kişilik buldu ve Türkçülük akımının gelişmesine yol açtı..."
Sayfa 52 - Kronik KitapKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir Anne tüm dünyayı değiştirebilir.
Her anne gibi oğlunun ruh dünyasında etkili olmuştur. Ama yatılı okula giden bir çocuğun evden koptuğu da bir fazla gerçektir. 11 yaşında ilkokuldan sonra yatılı okula giden, dolayısıyla yuvadan ayrılıp toplumsal olarak yetiştirilen bir çocuk evden kopar. Ondan sonra aradaki ilişki önce hasrete, sonra bir alışkanlığa ve nihayet tamamıyla formel bir ilişkiye dönüşür. Kimse artık birbirini büyük bir hasretle göremez. O erkek çocuk, artık bir ana kuzusu olmaktan çıkar, kız çocuk da zaten erken evlendiğine göre yeni dünyasında eskisiyle bağı kopacaktır. Bu bütün dünyada böyledir ancak bizde aksine yürümektedir. Geleneksel dönemine göre yeni Türkiye tarihinde ve toplumunda erkek çocuk çok ileri yaşlara kadar evden bir türlü kopamaz oldu ve bunun tesirleri görülmektedir. Kendi başına ayakta duramayan bir erkek veya kız çocuk, arzu edilen bir toplum üyesi değildir.
Sayfa 37 - Kronik KitapKitabı okudu
"Böyleydi Türk! İhtiyarlayıp ölmeyi kendine bir utanç olarak görürdü. Bir ömür inmediği atının üzerinde, pusat sallayarak can vermeyi ölümlerin en onurlusu sayardı..."
Sayfa 391 - Panama YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Kuzeyin Efendisi
"Ben Tong Yabgu Kağan! Tanrı'nın isteği ile atalarım­ dan hakkım olan Altın Örgün'e oturdum. Türk budununu acun üstünde ulu kıldım. Buyruğumu doğuda Demirkapı'ya, batıda Hazar'a, güneyde Kaşmir'e, Kunduz'a, Soğd ve Pers krallarına dinletir oldum. Çerilerim şunu iyi bilsin! Mademki ben gökteki Tanrı'yı yeryüzünde temsil etmekle görevli kılındım. Öyleyse irademe karşı gelen Tanrı'ya karşı gelmiş demektir. "TÜRK'E KARŞI GELEN TANRI'YA KARŞI GELMİŞ DEMEKTİR. KİM Kİ TÜRK'E KARŞI GELİRSE SİLİN, YOK EDİN!"
Sayfa 356 - Panama YayıncılıkKitabı okudu
Efsanevi Göktürk Kağanı Tong Yabgu
"Bozkurdun doğasıydı bu! Kan kokusu burnundan genizlerine yayıldığında, üzerine yürüdüğü topraklar ya biat edip önünde diz vuracak ya da pusatının ucunda can verecekti..."
Sayfa 345 - Panama YayıncılıkKitabı okudu
Kavimler (Türk) göçünün asıl nedeni
Batı Kazakistan sahasında hayvanların yiyebileceği ot türünün sadece yedi, İtil Irmağı'nı geçip Doğu Avrupa sahasına ulaşınca bu sayının 2.000 olması bin yıllar içerisinde Orta Asya'dan batıya büyük göçlerin gerçekleşmesinin esas sebebini açıklamaktadır.
Sayfa 37 - Kronik yayınlarıKitabı okudu
Sır Derya Irmağı
Batı Gök Türk Kağanlığı'nın yıkılmasından sonra başıboş kalan boylar kendi aralarında yeniden örgütlenerek On Oklar adıyla anılmaya başladı. Bunun bir diğer adı da Türgiş (Türkiş) oldu. 766 yılı sonrası tamamen Sır Derya boylarında yoğunlaşan Oğuzlar, Oğuz Yabgu Devleti'ni kurdular. 10. yüzyıl sonlarına doğru bu devlet zayıflamaya yüz tutunca Selçuk Bey soyundan gelenler güçlendiler ve Selçuklu Devleti kuruldu. Zaman içinde Müslüman olduktan sonra Türkmen adıyla tanındılar. Horasan'a doğru ilerleyen Oğuzlar (Türkmen), Büyük Selçuklu Devleti'ni meydana getirdiler. Sonrasında Ön Asya'nın kapıları Türkmenlere tamamen açıldı. 1071'de Malazgirt Savaşı'nın kazanılması ile Anadolu'ya doğru akmaya başladılar.
Sayfa 29 - Kronik yayınlarıKitabı okudu
Antik Mısır Hikmetler Kitabı
"Öndersen, halkı yönetiyorsan,mükemmel olmaya çalış! Yaptıklarında pürüz olmasın. Dürüstlük yücedir. Değerli olan, sürekli olur. Kötülük, önderi hiçbir zaman sakin bir limana götürmez. Öndersen, dilek sunanları can kulağıyla dinle. Dertlerini sana iyice anlatsınlar. Sabırla kulak ver, sertlik gösterme. Yakınanlar, derman bulamasalar bile, içlerini döküp rahatlamak ister..."
Sayfa 284 - Timaş YayıneviKitabı okudu
Reklam
İli Irmağı
Batı Gök Türk Kağanlığı'nın 630 yılında çöküşünden sonra hanedana mensup beylerin çoğu Çin'e sığınmıştı. Bunun üzerine başsız kalan Türk boyları bu ırmak etrafında toplanarak büyük bir kurultay düzenlediler (634/635). Kurultay sonucunda aralarında anlaşıp yeniden örgütlenerek 10 boya bölündüler. Bunlara Türkçe yazılı kaynaklarda “On Ok" denildi, çünkü her bir boya bir ok verilmişti. Irmağın batısında 5, doğusunda 5 olmak üzere yeniden bir konuşlanma sistemi meydana getirdiler. Bunlara da Türgiş (Türkiş) adı verildi. 766 yılına kadar bu adla kaynaklarda anılmalarına rağmen daha sonra onları Oğuzlar olarak görürüz. Nitekim Ön Asya Türklüğünü oluşturan Oğuzlar (Türkmenler), bu olay neticesinde kalıplaşan Türk boylari grubudur. Kısacası İli Irmağı civarında meydana gelen boy teşkilatlanması, Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar giden yolu açmıştır.
Sayfa 25 - Kronik yayınlarıKitabı okudu
Antik Mısır Ölüler Kitabı
"Hiç kimseye kötülük etmedim. Yakınlarımı bahtsızlığa sürüklemedim. Gerçek evinde alçaklık etmedim. Kimseyi gücünün dışında çalıştırmadım. Benim yüzümden kimse korku duymadı, Yoksulluk ve acı çekmedi, bahtsız olmadı. Tanrıların kötü gördükleri şeyleri hiçbir zaman yapmadım. Kölelere kötü muamele etmedim ve ettirmedim. Kimseyi aç bırakmadım. Kimseye gözyaşı döktürmedim. Kimseyi öldürmedim ve Kimsenin kahpece öldürülmesini emretmedim. Kimseye yalan söylemedim. Hiçbir utandırıcı davranışta bulunmadım. Zina etmedim. Yiyecekleri pahalı ve eksik satmadım. Terazinin dirhemi üzerine hiçbir zaman elimi bastırmadım. Teraziyle tartarken hiçbir zaman hile yapmadım. Süt çocuklarının ağızlarından sütü uzaklaştırmadım. Hayvanları çalmadım. Tanrı'nın kuşlarını avlamadım. Ölmüş balığı tutmadım .. . Ölmüş balığı tutmadım .. . Ölmüş balığı tutmadım .. . Ben temizim, temizim, temizim ... "
Sayfa 270 - Timaş YayıneviKitabı okudu
Tarık bin Ziyadın hayran olduğu Türkler...
Tarık, yıllar evvel, Türklerle savaşan Çinli bir generalin, emri altında bulunduğu prensine yazdığı satırları okumuş; bu millete duyduğu saygı daha da artmıştı. O satırlar şöyleydi: "Kafesinden kaçmış birer kartal gibi, hiç yorulmamış ve aç kurtlar gibi, amansız bir Sayan Dağı fırtınası gibi geldiler üstümüze Prensim. Son askeriniz de orada can verdiğinde ve son bayrak da toprağa düştüğünde, hiç arkalarına bakmadan ve sanki hiç savaşmamış gibi sürdüler atlarını bozkıra. Prensim soruyorsunuz nasıl durdurabiliriz diye? Efendim Türkler durdurulamaz!"
Sayfa 148 - Timaş YayıneviKitabı okudu
Tarihin her evresinde olduğu gibi bir ülkede mezhep ve iktidar savaşları varsa o ülke zayıflamaya ve sonunda yok olmaya mahkumdu. Halkın inançlarını, değerlerini, sıkıntılarını görmezden gelen bir krallık ayakta kalmayı daha ne kadar başarabilirdi ki?
Sayfa 169 - Panama YayıncılıkKitabı okudu
"Ben, Türk Bilge Kağan; ey milletim, sözlerimi iyi dinle. İlerde gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar bütün uluslar artık bana tabidir. Şimdiki gibi kargaşalık olmaksızın Türk hakanları Ötügen'de oturursa Türk yurdunda sıkıntı olmaz. Ben Ötügen 'de yurdu idare ettim. Çinlilerin altınına, gümüşüne, ipeğine, değerli hediyelerine, tatlı sözlerine kanmadım. Bunlara kapılan Türklerin Çin boyunduruğuna girdiğini, hatta öldüğünü unutmadım. Tanrı yardım etti; dağılmış ulusumu topladım, fakir halkımı zengin ettim. Azalmış milletimi çoğalttım. Atalarım Bumin Kağana ve İstemi Kağana layık bir evlat olmaya çalıştım."
Sayfa 115 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
97 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.