Ahmet Dalkıran

Ölen martıyı tanıyordum, dedim. Hani iki hafta önce ölen Tahir'in martısıydı. Başka türlü martıydı o. Ötekiler gibi bağırmazdı. Bir kayanın tepesine çıkar, oradan Tahir'in sandalını gözlerdi. Uçardı doğru Tahir'in sandalına. Surattan da anlardı kerata. Tahir somurtkan adamdı. Pek keyifsizse yanına sokulmazdı. Uzaktan gözlerdi. Pek keyifli ise gelir, sandalın arkasına otururdu. Yemlerin kafasını, kılçıklarını, bekçi balıklarını, ince izmaritleri Tahir fırlatır ona atardı. Ara sıra konuşurlardı da. Ne Tahir onsuz, ne o Tahir'siz yaşayabilirdi. Üç gün sırt sırta rüzgar esse Tahir de balığa çıkmasa, martı tenezzül edip de çöp mavnalarına doğru kanat çırpmazdı. Tembel miydi, şair miydi bilmem ki...
Reklam
Ahmet Dalkıran

Ahmet Dalkıran

, bir kitap okudu
134 syf.
·
Puan vermedi
Son Kuşlar
Son KuşlarSait Faik Abasıyanık
7.4/10 · 13,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Sonbaharın zamanı gelmişti. Şimdi ölümsüzlüğün değil, gelip geçiciliğin kutsandığı bir karnavalın tam ortasındaydık."
"Nasıl bir uçurum kusursuzluğuna ulaşmışım ki düşecek yerim bile kalmamış."
Reklam
191 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.