Uzun bir şiirin son dizesindeyim
Bir sağnağın son damlası kaldı içimde
Bağıracak gücüm yok, fısıldasam kimse duymuyor
Sokaklara çıkıyorum ellerim yüreğimde
Benim gördüğüm şeyleri kimse görmüyor.
Aşıdır, serumdur, besindir her umut,
Ey sevgili umudunu diri tut! ...
Bedenim hür değil, mühlet ver bana,
Er veya geç çıkıp geleceğim sana;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...
Dünya ne ki sevgilim,
benim sana yaptığım kubbe yanında?
Düşsün, olsun, bırak,
içinde yıldızlar patlıyor.
Kolaydır inanmak kadar inanmamak da.
İster sal kendini dünyaya, ister kal yanımda.
Her şeyden öte öyle sevdim ki ben seni
Yoluna baş koymak diyoruz
Biz barbarlar buna.
Ve delilik beni özgürleştirdi. Bundan böyle sevgili kocacığım, her yıl tatile çıkacağız ve sen tehlikeli dağlara tırmanmaya zorlamalısın beni, çünkü yaşama riskini göze almak istiyorum.
Güzelliğin geçici olmadığını senden öğrendim
Emeğin aşktan büyük bir hazine olduğunu senden
Zaman, kaküllerinden doğar topuklarından batardı
Al yeşil soluğum, yarasına döndüğüm, sözümün sahibi
“Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim.”
Bütün resimler sana benziyor
Hayret
Bütün aynalarda sen varsın
Nereye gitsem peşimden geliyorsun
Şimdi sigarasın dudaklarımda
Biraz sonra beyaz bir kâğıt
Ve akşam içtiğim bir kadeh içki olacaksın