ilay

"ilkbahara dokunamazsın, çünkü o bir nesne değil. O, ilkbahar. Zamanı gelince bizzat kendisi dokunur rengarenk duyargalarıyla, şakımalarıyla ve çoskusuyla, sarhoş edici yeşilliğiyle ve güzel kokularıyla."
Reklam
"İlkbaharın kokusunun naftalin kadar keskin olmadığı bir gerçek, ancak insan dikkat kesilirse, ilkbaharın da kokusu olduğunu algılar. Ben bunu burada, hiç kuşkusuz, ağaçların kokusu bahar kokusudur gibi, mecaz anlamda söylemiyor. Hayır. İlkbaharın, bizim koku almamızı harekete geçiren kendi kokusu var."
"Lia, beş dakika boyunca gözlerini hiç kırpmadan güneşe baktığını söyleyince, Gia gülmekten ölecekti. Güneşe bakakalmak! Tuhaf. Kendisi de şaşkın. Güneş devasa idi, turuncu renkte ve ışın saçmıyordu. Sadece ışık rengine sahipti. Güneş sanki kendi kendine bakıyordu. Lia, onu seyrediyordu ve şaşkınlık içindeydi. O bu saniyeler için de güneşe kadar olan bütün mesafeyi görüp algıladı. Güneşin ötesine uzanan mesafeyi de görüp algıladı. Lia uzak bulutların gezegeni kuşattığı, yakıcılığını ve göz kamaştıran parlaklığını azalttığı duygusuna kapıldı. Bugün güneş, Lia bakabilsin diye bu kadar soluk ve güzel olmalıydı. O günü, o gezegenin getirdiğine inanmak da kolay değildi."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Sabah tuhaf bir şey, o mevcut. Her sabah güneşin doğuşuyla başlar, ama güneşin batışıyla başlayan sabah da mümkün, çünkü herkesin kendi sabah var."
"Kıştayız ve kar yağmıyor. Bu şuna benziyor: İlkbahar gelsin de sen hiç aşık olma, yaz gelsin de yazlığa gitme, sonbaharda hüzne kapılma, ne yağmur yağsın ne de sen pencereden dışarıyı seyret... bu aynanın içinde intihar edip bu tarafında sağ kalmaya benziyor."
Reklam
Reklam
42 öğeden 31 ile 42 arasındakiler gösteriliyor.