- Ben ölünce, astarını göreceğim dünyanın.
Öbür yüzünü, ardında bir kuşun, dağın ve gün batımının.
Okunmayı isteyen gerçek anlamı.
Kabul edilmemiş olan, kabul edilmiş olacak.
Kavranılmaz olan, kavranılır olacak.
CZESLAW MILOSZ
- Peki ya yoksa dünyanın bir astarı?
Bir işaret değilse, daldaki ardıçkuşu
Daldaki ardıçkuşuysa sadece ve gün ve gece
Beliriyorsa şayet art arda anlamsızca
Başka bir şey yoksa bu dünyada, bu dünyadan başka?
sen el yaparsın Abidin bizim ırgatların demircilerin
ellerini
Kübalı balıkçı Nikolas'ın da elini yap karakalem
kooperatiften aldığı pırıl pırıl evinin duvarında okşamaya ka-
vuşan ve okşamayı bir daha yitirmeyecek Kübalı balıkçı
Nikolas'ın elini
kocaman bir el
deniz kaplumbağası bir el
ferah bir duvarı okşayabildiğine inanamayan bir el
artık bütün sevinçlere inanan bir el
güneşli denizli kutsal bir el
Fidel'in sözleri gibi bereketli topraklarda şekerkamışı hızıyla
fışkırıp yeşerip ballanan umutların eli
Dino verdiği röportajlardan birinde bu soruya şu cevabı veriyor “Mutluluğun değil ama sevincin resmini zaman zaman yaptım. Mutluluk süreklilik gerektiren bir şey. Resim tarihinde pek de yapabilen olmadı. Korkunun, çirkinliğin, sefaletin, mutsuzluğun yapıldı da, mutluluğun hayır. Büyük sevinçler yaşadım. Evet, tekrar tekrar yaşadım. Bir ömür boyu Güzin’le yaşamak mutluluğun eşiğinde yaşamak demek. Güzin olmasaydı, çoktan yok olmuştum.”