Kitap beni derinden etkiledi. Fransa ve İngiltere arasında Fransız ihtilalinin haklı ama bi o kadar kanlı günlerinde geçiyor hikaye. Masumlar acı çekecekse savaşın ya da puslu barışın ne anlamı var, masumlar ölecekse haklı olmak neye yarar... diye düşündürdü beni. Siyah lale kitabındaki ki kasvetli zindanları hatırlattı bana. Nereye baksan vahşet, acı, kin, zulüm , gözyaşı, acıdan kalpleri katılaşmış insanlar. Çocukluğunda çok acılar zulümler görmüş bir kadının kimseye en ufak bi merhamet beslememesi insanın kanını donduruyor. Elinde örgü gördüğüm her kadın bana Defarge’ı hatırlatacak sanırım.
Ben de kendi adıma acılarımın vicdanımı törpülemesinden, beni değiştirmesinde korkarım hep.