"Yalnızlığı ne kadar geniş bir alana yayarsan yay, ne kadar uzak bir zamana ertelersen ertele, acısı ve ağırlığı azalmıyor. Çünkü insan, yüreğini göğüskafesinde yapayalnız taşıyor."
Lâkin elitler her zamanki gibi kafa karışıklığı yaratarak kendi istedikleri sistemi oturtmuşlardı. Onların “insan” olarak kabul ettikleri kişiler yine kendileri gibi elit olanlar ve bilgi sahipleriydi.
NEOM yani LINE projesi geleceğin dünyasını oluşturacaktı. İlginç olan rahmetli dedesi Aytuğ Altındal bu konuyu ona daha lise çağlarında anlatıyordu ama o dedesinin hayal gücünün bir yansıması olarak görmüştü anlattığı bilim kurgu hikayelerini.
“Gelecek bize ait değildir ama tümüyle ait değil de değildir. Böylece gelecekten kesin bir kaderdir diye endişelenmez, bir bilinmezlik diye de çaresizlik içine girmeyiz,” diye yazmıştı Epikür bundan tam 2300 yıl önce.
Sandığın içinden çıkan bu eski belge Erhan’ın iç dünyasında derin bir etki bıraktı. Onun için sadece bir nesne değil aynı zamanda insanlığın geçmişine ve bilgeliklerine bir pencere açan bir anahtardı.