Librarian

304 syf.
8/10 puan verdi
Her şey iyiydi hoştu da bir de o yersiz küfürlü konuşma üslubu olmasaydı... Pek çizgi dışı olmayan bir başlangıç, zorlama bir gelişme ve mutlu bir son... E bunun neresi iyiydi hoştu derseniz; tüm o şikayet ettiğim -bence yersiz olan- küfürlü iletişim şekline rağmen karakterlerin iyi betimlenmesi ve ilişkilerindeki doğru ruhların birbirlerini bulmuşlukları hissiydi diyebilirim. Gereksizce uzatılmayan bir akıcılıkla kaleme alınmışlığı da hoştu bence. Kısacası Soraya ile Graham'i ve hikayelerini sevdim.
Narsist
NarsistVi Keeland · Yabancı · 2018922 okunma
Reklam
400 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Çok üzgünüm ama yazarın performansını bu romanda oldukça düşmüş buldum. Bence, yazarın önceki romanlarını kriter alarak, bu romanı vasata yakındı ne yazık ki. Kurgu, genişletilemeyecek bir olaya dayandırılmış ya da bu yönde bir çaba hiç harcanmamış, yan konular eklenmemiş ve bu nedenle de kadın ve erkek kahramanın fiziksel çekimine odaklı bir çekiştirilmeyle uzatılmaya çalışılmıştı. Evet, Hunter'ın romanlarını sıkılmadan her şartta okursunuz ve bununla ilgili bir sorun bu romanda da yoktu. Ama en son sayfayı kapattıktan sonraki bir müddet aklınızda kahramanlar, yaşadıkları ya da onların hikayesinin etkisi hissediliyor muydu? Hayır! Hatta son bölüm bile şahsen içimi daralttı. Kısacası; Alison ve Tristan bende bir nebze olsun iz bırakmadan çekiiipp gitttiler.
Bahar Kokusu
Bahar KokusuRita Hunter · Epsilon Yayınevi · 2019129 okunma
399 syf.
10/10 puan verdi
·
51 günde okudu
Okuyacağım kitapla ilgili kumar oynamayı sevmeyen birisiyim. Bu nedenle niyetine girdiğim kitapla ilgili genellikle bir öncül araştırma yaparım. Buna rağmen son birkaç yıldır oldukça fazla hüsran yaşadığımı da itiraf etmek durumundayım. Buna sebep olan şey ise; özellikle bizim ülkemizdeki yayınevlerinin satışları garantiye alma amacıyla olduğuna
Geçmişten Gelen Cellat
Geçmişten Gelen CellatNurhan Işkın · Karina Yayınları · 201790 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
464 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ölüler Diyarı... Benim adıma hüsran yaratan bir roman oldu açıkçası. Grange değil de bambaşka bir yazarın romanı olsaydı belki bu cümleyle başlamazdım yorumuma ama söz konusu Grange olunca... Yazdığı romanların büyük bir kısmını okudum ve Grange'i sevme nedenim daha ilk cümleden sizi alıp o sislerle kaplanmış diyara ışınlanmanızı sağlayarak vermek istediği tüm gerilimi damarlarınıza yudum yudum akıtabilme becerisidir. İster kahramanın, ister kurbanların isterse katledenin gözünden olsun dört bir taraftan sizi romanın kokusu tadıyla sarmalar. Ama ölüler diyarında hep bir tereddütlük, hep bir iğretilik... Sanki Dan Brown'un bir romanının kırmasını okumuşluk hissi yaşadım (buradan Dan Brown'u sevmediğim mesajı çıkmasın aksine). Ne polisimize sempati duyabildim ne kurbanlara ne de katil ya da katil namzetlerine. Tüm romanda sivrilen ve kendisiyle bir şeyleri peşinde sürükleyebilme becerisine sahip tek şey Corso'nun yardımcısı olan kadın polisti ama o da geri planda tutulduğu için enerjisini romana yayamamıştı. Okuyun okumayın diyemem ama Grange koleksiyonunuzu zenginleştirmek adına satın almak zorunda hissetmeyin diyebilirim. Birinden ödünç alıp okuyun mesela<:)
Ölüler Diyarı
Ölüler DiyarıJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20193,318 okunma
384 syf.
7/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
Yazarın okuduğum ilk romanı "Oyunbaz".Önce "Şizofren"i okumam gerektiğini bilsem de elimde olanla başladım. İlla ki bu durumun yarattığı bir yoksunluk hissi romanın akışında kendini belli etti ama olmazsa olmaz da değildi. Yazarın tarzı fena değildi. Hikaye ilerledikçe tatlı tatlı bir gerilme hissi ruhunuzda gezinmeye başlıyor. Ama tabi ki alanın lideri bir King'e yaklaştığı asla söylenemez. Bu tarzın iyiliğini kanımca en belirleyici unsur kötü kimliği yazarın saklayabilme becerisi. Okuyucuyu tahminler içinde debelendirirken son anda vurgun gibi sürpriz şahsın ortaya çıkışını mantık hatasına yer bırakmadan sergileme başarısı. Dorn bu romanında bunu yakalamaya oldukça yaklaşmıştı! Davranışsal, düşünsel ve iletişimsel bakımdan beni duraksatan anlar oldukça fazlaydı roman karakterleri arasında. Bunu Alman toplum yapısına mı vermeliyim yoksa yazarın kabiliyetine mi fatura çıkarmalıyım bilemedim. Yeni tanışmışlığın şerefine bu anlara fazla takılmamaya çalıştım. Geriye dönüp romanı düşündüğümde belki de fazlasıyla yağışlı bir dönem anlatıldığından olsa gerek iç karartıcı bir atmosfer canlanıyor gözümün önünde. Sonuca gelecek olursak; roman biraz daha detaylandırılabilirdi. Duygu eksiklikleri giderilebilirdi. Şüpheli şahıs ortalarda o kadar fazla gezinmeyebilirdi. Ve romanın sonuna biraz daha fazla anlam ve heyecan katılabilirdi.
Oyunbaz
OyunbazWulf Dorn · Pegasus Yayınları · 20164,669 okunma
Reklam
Reklam
126 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.