Librarian

400 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Hikayenin özü hoştu. Ama ne yazık ki küfür dolu kelimeler lüzumsuzca çok kullanılmıştı. Her bir diyalogda bu kelimelerle karşılaştıkça gerilmekten kendimi alamadım. Yazar, sanki bu çok marifetmişçesine bir eda ile bunu tarz yapmıştı. Karakterlerden Dean, çok daha başarılı betimlenmişti bence. Geriye dönüp baktığımda Dean'in kişiliği ve olaylar karşısında ruhunun gelişimi çok daha fazla hatıra bırakmış geliyor. Allie karakteri için verilmeye çalışılan hava ile roman boyunca yaptıkları tezatlıklar oluşturuyordu. Yaşam tarzı olarak sapkınlığa çeyrek kalmış bir atmosfer hakimdi roman boyunca. Küfürlü günlük konuşmaların havada uçuşmasının ötesinde, Dean'in ucu kaçmış yaşamını tanımlayabilmek için belki de (şu an yazar için mazeret üretmeye çalışıyorum ama gerçekten işe yaramıyor) cinsellik öğesi sevgi, aşk bütünleşmesiyle bağdaştırılamayacak oranda yayından çıkmış bir tarzda ele alınmıştı. İlla ki okuyacağım diyorsanız okuyun. Ama aksi durumda hiçbir şey kaçırmış olmazsınız. Bu hikayenin çok daha üsturuplusunu ve daha da önemlisi çok daha fazla iz bırakanını isterseniz size birkaç roman önerebilirim.
Hesaplaşma
HesaplaşmaElle Kennedy · Yabancı Yayınları · 20171,189 okunma
Reklam
310 syf.
7/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Yazarın serideki ikinci romanı olmasından ve birincisine (Işıldayan) bayılmamdan dolayı başlamıştım. Ama ilginçtir ki girizgahı birinci romanda yaptığı için taşların daha çok oturduğu, daha beni mest edecek bir roman beklerken hayal kırıklığına uğradım. Roman boyunca hep bir şeyler eksik kalmış hissi sürdü gitti. Frencesca ile Sam'in ilişkisinin başlangıcı da sonu da damdan düşmeydi açıkçası. Romanın giriş ve sonuç bölümlerinin arasında dünya olay yaşandı ve bunlar detayı ile anlatıldı. Ve karakterlerin olaylar karşısındaki tutumlarının evrimleşmesi oldukça başarılı bir şekilde ele alındı. Ama ne Frencesca'nın zorluğu vardı ortada ne de onca hakaret ve aşağılamanın ardından gelen ağırlık. Işıldayan'da da Frencesca'dan bahsedilmişti ve açıkçası onu okumamış olsaydım Frencesca'nın kişiliği, çalışmaları ve varmaya çalıştığı nokta konusunda oldukça cahil kalırdım. Güya bu romanda da birkaç kez araştırmalarından bahsedilmişti ve hatta girişte bunun üzerine kurulmuştu ama onun iradesini oluşturan tarzı ve tavrı verilememişti. Sam de bir dengesiz geldi bana nedense!! İki uç duygu arasında maşşallah ışık hızıyla yol kat edebiliyordu:I Diyeceğim o ki Işıldayan gerçekten güzeldi. Zor kadın...Eh işte.
Zor Kadın
Zor KadınSusan Mallery · Koridor Yayınları · 201161 okunma
320 syf.
6/10 puan verdi
Romanın yorumu konusunda ibiaryu takma adlı okuyucuya sonuna kadar katılıyorum. Kalemi akıcılık eksikliği çekmemesine rağmen yazar lüzumsuzca, fütursuzca cinsellik alanından ibaret bir roman ortaya çıkarmış. Aşk romanlarında cinsellik içerikli bölümler olması konusunda takıntılı bir okuyucu değilim hatta bunu usturuplu, yerinde ve dozunda kullanılmak şartıyla doğru bile buluyorum. Ama ne yazık ki bu romanda bu denli cinsellik yer alması kahramanların ilişkilerindeki gelişmeler adına bir anlam ifade etmediği gibi romanı bundan ibaret hale getirmişti. Ne karakterlere dair ne olaylara dair (ki şimdi düşünüyorum da bir olay da yoktu zaten) geride tek bir iz bırakmadan bitmiş bir romandı. Hiç para verip almayın ve elinize geçse de okuma zamanınızı bu romana harcamayın derim.
Harika Piç
Harika PiçChristina Lauren · Pegasus Yayınları · 20141,024 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
304 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kincaid kardeşlerin hikayesinin anlatıldığı seriye tersten başladım<:) İlk okuduğum Connor Kincaid ve Pamela'nın hikayelerinin anlatıldığı "bazıları hırçın sever" romanına Catriona Kincaid ve Simon ardlarında merak uyandırarak sonda dahil olmuşlardı. Her iki romanda da ortak özellik kadın kahramanların pes etmez, güçlü ve hedef odaklı oluşları, erkek kahramanların ise mükemmel fiziksel özellikleri ve naif kişiliklerine rağmen hayattan vazgeçmiş bir hallet-i ruhiye içinde bulunuşlarıydı. Çiftlerin ilişkilerindeki gelişmeler üç aşağı beş yukarı aynı şekilde evreler seyretti. Okunması keyifli romanlardı. Ama açıkçası her iki romanda da isterdim ki erkek kahramanların kişilik savaşı verdikleri ve hayatlarının amacını kavradıkları anlar biraz daha vurucu olsun. Aydınlanmaları çok hızlı oldu:) Dediğim gibi akıcı romanlardı. Ama bitirip kapaklarını kapattığınızda yüreğinizde bir iz bırakmıyorlar. En azından benimkinde kalmadı.
Bazıları Ateşli Sever
Bazıları Ateşli SeverTeresa Medeiros · Pegasus Yayınları · 2011165 okunma
344 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Öylesine dingin bir üslupla yazılmış bir eserdi ki anlatamam. "Kaderin rengi", kaderinizin hayat yolculuğunda sunacaklarının muamması, karmaşası, dehşeti, inanılmazlığı karşısında duruşunuzun ne denli sağlam olması gerektiği hakkında bir romandı. Ve romanın iki ayrı koldan işleyen hikayelerinin kahramanları, bu yolculuklarında her babayiğidin harcı olmayacak türden sınavlara tabii tutulan ve sınavlarını belki de ancak "aşmışlık" olarak nitelendirilebilecek bir güç ve yaklaşımla yaşamayı tercih eden iki insan. Deneyimledikleri öylesine ağır türden yaşananlar olsa da yazarın üslubunun neticesinde okurken insanda geriye sadece kahramanlarına duyulan hayranlığın izleri kalıyordu. Bambaşka bir kalemle bu roman tek kelime ile trajedi türünde bir eser olurdu.
Kaderin Rengi
Kaderin RengiE. V. Mitchell · Arkadya Yayınları​ · 2015357 okunma
Reklam
Reklam
126 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.