Yaşlılık, çoğu insanın sandığı gibi durağan ve değişmez bir dönem değildir. Yaşamın tüm evrelerinin zorlanmalarına karşın var olabilmiş olmanın güçlülüğünü ve bilgeliğini içerir.
İnsan gençken zamanı, kaç yılı geride bıraktığını düşünerek değerlendirir. Kaç yılı kaldığını düşünmeye başladığı andan itibaren de orta yaşa girmiş olur.
Ancak sağlıksız bir beraberliğin ürünü olan çocuklar, çoğu kez ana-babalarının kendi geçmişlerinden getirdikleri ve evlilikleri içinde yaşadıkları sorunların aktarıldığı nesneler olurlar.
Bir ilişkiyi sürdürebilmek başlatmaktan daha zordur. Bir süreç olarak ilişki, kendini ortaya koyabilme yürekliliğini ve gereğinde bazı savaşımları gerektirir.