Sevgili çocuğum, sevdiğin kadından, işlediğin bir suç için af dilemekten Tanrı korusun seni! Hele sevgilinden, en çok ondan; ne kadar suçlu olursan ol! Kadınlar oyledir ki birader, dertleri şeytan başına, hiç değilse bunları bilirim ben! Hele birine, "Suçluyum, kusura bakma, affet!" demeye kalk, sitemlerinden soluk alamazsın! İçtenlikle, kolayca affetmez, paçavraya çevirir seni, olmamış şeyleri de hesaplaşmaya katar, her şeyi toplar, bir şeycik unutmaz, kendinden ekler ve ondan sonra bağışlar seni. En iyisi bile böyledir, en iyisi! Kıyıda bucakta ne kalmışsa kazıya kazıya toplar, kafana boca eder. Hepsinde, hayatı onlarsız mümkün görmediğimiz şu meleklerde var bu canavarlık!
Bazılarınız da şöyle dedi bana, sözsüz de olsa:
"Ey erişilmez yüksekliklerin tutkunu yabancı, niçin dolaşırsın kartalların mesken tuttuğu tepelerde?"
"Neden imkânsızı istersin?
Hangi fırtınaları alırsın ağına?
Ve hangi hayalperest kuşların avındasın semalarda?
Gel, bizden biri ol!
Aşağı gel, ekmeğimizle doyur karnını, şarabımızla dindir susuzluğunu!"
Kendi ruhlarının yalnızlığında bu sözleri söylediler bana,
Fakat daha derin olsaydı yalnızlıkları şayet, anlarlardı sizin neşe ve kederinizin sırrını aradığımı.