Lokman

Lokman
@Lokman7221
Sıkı Okur
Hepimiz Hayallerimizin Kurbanıyız ...
"Aksaray'da Akın Pastanesi , pazar günü saat üç." Sanırım her gün çalıştığı için, izin kullandığı pazar gününü seçmişti, Fatih'teki bakımevine de pazarları gidiyor olmalıydı. Haftada bir gün demişti hemşire, bir gün geliyor bebeği görmeye.
Sayfa 138 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Bu Dünya yalan dünya Öteki de Şüpheli
Sokaktan geçerken ,telkari ustasından duyduğum o türkü takılıyor dilime: Bu dünya bir penceredir \ Her gelen baktı geçti, diye tekrarlıyorum durmadan. Felsefe bundan başka nedir ki diyorum; raf çökerten onca kitap,onca üniversite, anlı şanlı felsefe profesörleri, sözümona varlığı sorgulayanlar bundan başka bir şey söyleyebilirler mi ? Ya o din alimi geçinenler? Din alanlar,din satanlar, laf kalabalığından başka ne söylüyorlar? Onların bütün laflarını da bir Karadeniz türküsünün iki dizesi açıklıyor. Bu dünya yalan dünya\ Öteki de şüpheli.
Sayfa 110 - Doğan KitapKitabı okudu
Kendi Sütü İle Çocuğunu Arkadaşını Ve Kendisini Hayatta Tuttu ...
Meleknaz bebeği emzireceği zaman alıyor , sonra bana veriyordu. Açtık , susuzluk,çok yorgunduk, bebeği taşımakta zorluk çekiyorduk, ayrıca Meleknaz da bebeği istemiyordu. Bir seferinde kayanın dibine buraktı ölsün diye ama bir saat yürüdükten sonra kıyamadı , geri döndü, oradaki kayanın gölgesinde dinlenirken bebeğe yine süt verdi. Açlıktan otları yoluyorduk kaç gündür , geviş getiren hayvanlar gibi acı tatlı otları çiğneyip duruyorduk. O gün Meleknaz gel dedi bana , sol memesini ağzıma verdi , beni emzirdi. Süt ılıktı,çok tatlıydı, ana sütüydü, tatlıydı, Meleknaz anam olmuştu, beni besliyordu. Hayat suyu gibi gelmişti o süt, sonra iki avcumu birleştirmemi istedi,birleştirdim.Meleknaz sağ memesinden sıkarak avcuma süt sağdı ,sonra eğilip avcumdan kendi sütünü içti,o süt bizi hayatta tuttu .
Sayfa 107 - Doğan KitapKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
BEN BİR İNSANDIM ABLA
Bir Sabah Uyandığımda Nergis'i yanımda göremedim bir tepenin başındaydık, araya araya aşağıdaki uçurumda olduğunu gördüm. Kendini atmıştı , yuvarlanarak aşapı indim, kayalar, dikenler her yanımı yırttı, sürüne sürüne yanına gittim, hala yaşıyordu ama kolları bacakları kırıktı , kuçağıma koyduğum başı da kandan sırılsıklam olmuştu. Gözlerini açtı, onu gördüğümden beri ilk kez konuştu."BEN BİR İNSANDIM ABLA" dedi son sözleri de bu oldu zaten , başka bir şey demedi.
Sayfa 106 - Doğan KitapKitabı okudu
Kanlı gözyaşları dökmeye,ağıt yakmaya başladım. Güzel anam nerdesin, dağların aslanı babam nerdesin, başımı dayayıp ağlayacağım bir mezar taşınız da mı yok diye sel oldu gözümün yaşı. Adam Bundan sıkıldı. Ben Böyle ağlayan kadını hiç sevmem dedi . Zaten bendende hevesini almıştı, hep yeni kızlar geliyordu, giderek daha küçük kızlar alıyorlardı. Nergisimle beni beraber satmaya razı geldi. Ertesi gün bizi Musul'da esir pazarına gönderdi ...
Sayfa 96 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
O Zaman , İkimizi Beraber satması için yalvardım , Bizi ayırma dedim , zaten anamız, babamız,abilerimiz nerede, ne yapar bilmiyoruz, hiç olmazsa ikimizi ayırma. Adam Yüzüme uzun uzun baktı, sonra, kafirsin ama iyi bir kızsın dedi, artık onları bekleme, hepsi öldü, boşuna bekleme, kimse kalmadı.
Sayfa 96 - Doğan KitapKitabı okudu
Şengal Dağı kadar büyüktür derdimiz , göğsümüzün üstüne oturmuştur. Öyle çok kanımız döküldü ki, iki nehrin suyu bu kanı yıkamaya yetmez. Ulu Fırat, ulu Dicle bile temizleyemez bu lekeyi. Ooooy oy, oy . Ocağımız sönmüş bizim , kolumuz kesilmiş bizim, hanemize baykuşlar konmuş bizim, hikayemiz kıyamete kalmış bizim.
Sayfa 91 - Doğan KitapKitabı okudu
Gülümsedi . Yani ehl-i kelamız biz dedi , sonra ekledi , gazeteci bey oğlum, bunları yaz ki herkes gerçeği öğrensin. Bizim , Muhammed'in torunu Hüseyin bin Ali'yi katleden Halife Yezid'le hiçbir ilgimiz yoktur . Tanrımız Ezd'dir.
Sayfa 86 - Doğan KitapKitabı okudu
Bir yer var İyiliğin ve kötülüğün ötesinde Seninle Orada Buluşacağız.
Sayfa 86 - Doğan KitapKitabı okudu
Yalvaran bir aşık vardı karşısında .Sende Zaloğlu Rüstem kuvveti var diye sesleniyordu kıza bense zavallıyım , biçareyim Güçlü olan sensin , zayıf olan ben Çünkü sevda okuyla yaralanmışım.
Sayfa 64 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Galiba ben de ağlayacağım . Kendine gel İbrahim diyorum , Kendine gel , saçmalama ; bu şehre çökmüş olan masal havasına kendini kaptırma .
Sayfa 55 - Doğan KitapKitabı okudu
bak oğlum , bir kere Yezidi sözünden başlayalım. Bu insanlar Yezidi değil Ezidi'dir. Altı bin yıllık bir dinleri vardır, Yahudilikten de öncedirler. Hıristiyanlıktan da , Müslümanlıktan da . Bu Konuda bende çok ciddi kitaplar var ama Arapça yazı okuyabiliyor musun ? Tahmin etmiştim , Mehmet de öyle Sizin nesil pratik Arapça konuşuyor ama okuma yazma diliniz Türkçe . Neyse sana anlatayım. Ezidiler, günde üç kere güneşe dönüp dua ederler, bazıları köklerinin eski güneş dinine dayandığını söylüyor.O kadar eski bir din ki herkes başlangıcını unutmuş. Bizim burada Süryani manastırları var ya , Deyrulzafaran'ın altında bir Güneş Tapınağı vardır , dört bin yıl önce yapılmış, oraya da dua etmeye giderler . Bunların inancına göre Tanrı ve yedi melek vardır . Başmelek de Melek Tavus'tur yani onların söyleyişiyle Tavusé Melek . Evet tavuskuşu biçinde bir melek ,başmelek,Tanrı insanı yaratıp da ona secde etmesini istediği zaman bunu reddetmiş, ben ateşten yaratıldım, o topraktan; ona secde etmem, o bana secde etsin dediği için cennetten kovulmuş.
Sayfa 47 - Doğan KitapKitabı okudu
Arapça Türkçe Kürtçe "Kalk Hüseyin Kalk, nedir bu uyku ,bu derin uyku Atın Ahırda bağlı kaldı Kuzuların sahipsiz kaldı Matem bizden uzak olsun Kalk Hüseyin kalk ,nedir bu uyku" diye bağırırken bitiştirdikleri ellerini kalplerinin üstüne, kafalarına,göğüslerine ritmik bir biçimde vuruyorlardı. Yüzlerinde ,ellerinde mor dövmeler vardı, çoğu kadının alt dudağı mosmordu.
Sayfa 30 - Doğan KitapKitabı okudu
"Beni alıp tekrar karnına soksan bile koruyamazsın artık anne!"
Sayfa 17 - Doğan KitapKitabı okudu
Harese Nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs ,haris,ihtiras,muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım: Develer çöl gemileri derler bilirsin,bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Deminde Söyledim, hırs,ihtiras,haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu`nun adeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.
Doğan KitapKitabı okudu
350 öğeden 331 ile 345 arasındakiler gösteriliyor.