Lotus Florence

Lotus Florence
@LotusFlorence
18 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
“Kendimi bildim bileli, kendine verdiği sözlere sadık kalmamış, dalgacı bir hayalciyimdir ben. Bir başkası olarak, bir yabancı olarak, olduğumu sandığım şeyin beklenmedik seyircisi olarak, düşlerimin yatağından taşmasının keyfini çıkarmaya baktım hep. İnandığım şeylere iman etmedim. Ellerimi, altın adını verdiğim kumlarla doldurdum, sonra avuçlarımı açıp kumu akıttım.”
Reklam
“Akıl çağına gelmiş her insanın en büyük kaygılarından biri kendini idealindeki imgeye göre, düşünen bir birey olarak biçimlendirmektir. Modern çağın dışarıdan gelen tiz seslerinin karşısında, ruhumuzdaki asaletin mantığını hiçbir ideal durağanlıktan daha iyi yansıtamayacağına göre, Durağan, Etkisiz olmayı ideal edinmeliyiz. Yararsız? Onu sadece, yararsızlığı öyle ya da böyle cazip bulanlar dert edecektir.”
“Evet, hepimiz göçüp gideceğiz, üstelik her şeyimizle göçeceğiz. Eldivenlere ve duygulara sahip olanlardan, ölümden ve memleket meselelerinden konuşanlardan geriye hiçbir şey kalmayacak.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“En fazla ıstırap veren duygular, en can yakan heyecanlar, aynı zamanda en saçma olanlardır: imkânsız şeylere karşı, sırf imkânsızlığın yarattığı istek, hiç var olmamış olana duyulan özlem, geçmişte olabilecek olana duyulan arzu, farklı olmamanın acısı, dünyanın var olduğunu görmenin verdiği tatminsizlik duygusu. Bilincin bu yarım tonları içimizde acı verici bir manzara, varlığımızın sonsuza dek süren gurubunu çizer.”
“Yüreğimin tam ortasında büyük bir yorgunluk var. Asla olamadığım kişi beni üzüyor, ondan bana kalan anılardan neye olduğunu anlayamadığım bir özlem kabarıyor. Umutlara ve kesin inançlara çarpıp düştüm, benimle birlikte bütün batan güneşler de düştü.”
Reklam
“Düşünmek, yıkmak anlamına gelir. Düşünce süreci içinde, düşüncenin kendisi bizzat bu işi üstlenir, çünkü düşünmek, düşünülen şeyi parçalara bölmekle olur. İnsanlar hayatın sırrı hakkında düşünmeyi bilseler, her adımda, her eylemde binlerce karışıklığın pusuya yatmış, ruhu gözetlediğini hissedebilseler – asla hareket etmez, yaşamaya bile cesaret edemezlerdi. Onun yerine ertesi gün giyotine gitmemek için intihar edenler gibi, korkudan birbirlerini öldürürlerdi.”
“Bazen geceleyin uyandığımda alın yazımı dokumakta olan, görünmez eller hissederim.”
“Günün birinde hayatımı düzene sokup güvenceye aldıktan sonra, canımın çektiği kadar yazıp, istediğim kadarını yayımlatma fırsatını yakalarsam, biliyorum ki az yazdığım, yazdıklarımı da yayımlatmadığım bu belirsiz hayatı çok özleyeceğim. Bu hoyrat hayat çoktan geçmişte kalmış, dolayısıyla bir daha kavuşamayacağım bir hayata dönüşmüş olacağı için değil sadece; her hayat tarzının kendince bir özelliğinin, ayrı bir zevkinin olması var bir de; farklı bir hayat tarzını benimsediğimizde, böylesi daha çok hoşumuza gitse bile, hayatın o özel zevkinin tadı kaçar, kendine has özelliği de cazibesini yitirir: Eskiye ait zevk de, o özellik de, arkalarında bir boşluk bırakarak silinmişlerdir.”
“Keşke kaçabilsem. Bildiğim, bana ait olan, sevdiğim şeylerden kaçabilsem. Keşke gidebilsem – Hindistan’ daki imkânsız bir krallığa ya da dünyanın geri kalanının güneyindeki dev adalara değil, sıradan bir yere –bir köye ya da çöle–, burası olmayan herhangi bir yere. Bu yüzleri, bu alışkanlıkları, bu günleri görmek istemiyorum artık. Başka biri olmalı, hücrelerime sinmiş bu rol yapma saplantısının yorgunluğunu atmalıyım. Uyku huzurla değil, hayatla çöksün üstüme. Deniz kenarında bir kulübe, hatta dağların sarp eteklerinde bir mağara yeter bana. Ne yazık ki istemekle olmuyor.”
“Kedi güneşte yuvarlanır, oracıkta uyuyakalır. İnsan karman çorman hayatın içinde yuvarlanır ve oracıkta uyuyakalır. İkisinin de yazgısı neyse o olmaktır. İkisi de var olmanın yükünü sırtından atmaya yeltenmez.”
Reklam
“Bütün mesele dünyayı kavrayışımızdan kaynaklanıyor: Dolayısıyla dünyayı kavrayışımızı değiştirirsek dünyayı da kendimiz için değiştirmiş oluruz, çünkü o durumda dünya bizim açımızdan, şu an olduğu gibi kalmamış olacaktır.”
“Doğru hisseden, dürüst düşünen bir insan, dünyadaki kötülük ve adaletsizlikten rahatsızsa, gayet doğal olarak bunun önce kendine dokunan kısmını düzeltmeye çalışmalı, yani kendini. Bu zaten bir ömür boyu sürer.”
“Kendi kendiyle savaşamayan insan başkalarıyla savaşır.”
“Ne türden olursa olsun şiddeti daima, insanoğlunun özündeki aptallığın hoyrat bir yansıması görmüşümdür.”
“Başlıyorum, çünkü düşünecek gücüm yok; bitiriyorum, çünkü kendimi durduracak cesaretim yok.”
131 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.