Muhammet Çelik

Muhammet Çelik
@M5361
Türkçü, Muhafazakar, Ülkücü Ahmet Alp ile Almıla Nisa'nın babası Atsız'ın bir kitabını bile okumamış okurlara geri takip yapmıyorum. Saygılarımla
Allah'ın adaletini bile menfaatinizin defterine uydurabilen zekanıza hürmetler.
Çin İmparatorluğunun hediyeleri ile tabi göçebe devletlerin vergileri Hunlara bol bol yetişmeye başlayınca, bu zenginlik ve refahın tehlikeleri de ortaya çıkmaya başlamıştı. Bu milletin kuvveti sadeliği ve dayanıklılığından ileri geliyordu. Debdebeli hayat ve refah ile kendisini gevşekliğe verirse, bunca zaferden sonra elde ettiği savaşçı meziyetlerini mutlaka kaybederdi.
O sıralar Hun İmparatorluğu Kore ve Japon Denizinden İtil (Volga) ırmağına kadar uzanıyor ve yirmi altı krallığı ihtiva ediyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hun denilen Hiyung-Nu'ların ilk ortaya çıkışları aşağı yukarı milattan üç bin yıl önce olmuştur.
İnsanlar özde tembeldir. Nefsinin zevklerine kapılıştır. İnsanların hayatlarını ilmi incelemelere ayırmaya ve çalışmaya vermeleri için hırslı bir inanç ve mefkûre lazımdır.
Biz Türkler, çağımız medeniyetinin akıl ve bilimiyle donanmış olduğumuz halde, bir "Türk-İslam kültürü" yaratmaya çalışmalıyız.
Töre Türklerin milli kültürlerinden başka bir şey değildir.
Ocak, Türklerde ev ve yuvanın tam sembolüdür. Nitekim dış tesirlerden uzak kalmış olan Yakut Türklerinde evlilik "sönmez bir ateş yakma"dır. Eve gelen gelin ise "evi aydınlatan ateş"tir. Diğer Türklerde ise "yanan ocağın neşesinden" söz edilir, "ateşin sıcak olsun" denir.
Anası öyle taş kesilmişti ki, oğlunun kabri başında dikseler gıkı bile çıkmazdı.
Toplum her dönemde zor olana değil kolay olana ve hazır düşüncelere meyletmeye yönlendirilmiştir. Bu usul, yöneticiler için halkı idare etmede en emin metot olurken halk için de cennete gidebilmede daha tercih edilir ve kestirme bir yol olmaktadır.
İmam Maturidi Buyuruyor ki;
Nasıl ki renklerin karışması durumunda sağlam bir göze, seslerin karışması durumunda da sağlam bir kulağa ihtiyaç varsa aynı onun gibi birbirine karışan fikirlerin doğrusunu bulabilmek için de düşünmeye ve akıl yürütme ihtiyaç vardır.
Emeviler yönetime gelince Arap ile Arap olmayan Müslümanlar arasında katı bir ayrım yapmaya başladılar. Hatta bu işi o kadar ileri seviyelere getirdiler ki Arap olmayan müslümanlara "mevali" adını vererek onlardan vergi dahi almaya başladılar.
Söz konusu kişilerin haksız yere siyasi sebeplerle öldürülmesi Hanefileri ahalinin gözünde mazlum durumuna düşürmüştü. Bu durum beklenenin aksine halkın Hanefilere daha çok sahip çıkmasına sebep oldu.
Birinci Cihan Harbi başladıktan sonra yalnızca Arpalı Köyünden asker çıkan 370 kişiden savaşlar bittikten sonra 11 kişi sağ dönebilmişti.
Çocuklarımız "Man"ları değil, "Han"ları örnek alsın.