Aşk vardır, acıdır; aşk vardır, haz. Ne, her şeye "eyvallah”tır aşk, ne de tamamen naz.
Bazen onun için her şeyi terk etmek aşktır, bazen onu terk etmek. Bazen koşa koşa gelmek, bazen arkana bakmadan gitmek.
Bazı aşklar kavuşmakla biter, bazı aşklar kavuşunca başlar. Bazen ard arda övgüler düzmektir aşk, bazen boyuna serzenişler.
Bazı aşklar mutluluğun yoludur, bazıları mutluluğun sonu. Bazen yıllardır aradığın cevaptır aşk, bazen ömür boyu cevabını arayacağın soru.
O çok bildiğin şiir de aşktır, senin yazdığın yepyeni şiir de. Bazen ıssız bir adada yaşanabilir ancak, bazen kalabalık bir şehirde.
Bir aşığa göre hayatta sadece aşk vardır, bir başkasına göre dünya aşkla dardır.
Aşk hem bir ezberdir, aynı şeyleri söyler durursun. Ama aynı zamanda herkeste bambaşka aşk tanımları bulursun.
Aşk hakkında yeni bir şey öğrensen bugün, yarın yanıldığını düşünürsün. Tam artık her şeyi biliyorum dediğinde tekrar yanılırsın.
Koca bir yanlış anlamaya da aşk diyebilirsin, kusursuz bir yuvaya da. Bir anlık bir anıya da konu olabilir, senelerce süren bir davaya da.
Yıllar boyu sevdiğini sanıp yanılmak da mümkündür, ömür boyu fark etmeden sevilmek de; yıllarca peşinden koşmak da muhtemeldir, bir anda geri çekilmek de.
Hiçbir şeyin engel olamayacağı kadar aşık olup, en ufak bir şeyde biten de aşktır. Sürekli sallantıda yürüyüp, gittikçe alevlenen de aşktır.
Aşk belki sadece sen ve odur. Ama aşk ne sensindir, ne de odur.