Yazılmış savaş karşıtı eserler arasında en güzellerinden biri. Savaşın devletlerden ve politikadan bağımsız olarak direkt insan üzerinden anlatılması çok hoşuma gitti. Yazarın kendisinin de 1.Dünya Savaşına 18 yaşındayken katıldığını bilerek okuduğum için kitapta çok fazla yaşanmışlık hissettim. Sanki yazar biraz da kendini anlatıyor gibiydi ve bu yaşanmışlık çok hoşuma gitti. Küçük insanların hikayesi çok güzel işlenmiş. Okuduğuma hiç pişman olmadım ve iyi ki okumuşum dedim. Herkese önerebileceğim bir kitap oldu benim için.
-Nedenini bilmiyorum. Sahnede utanmaya başladım. Başka birini oynamaktan, başkasının duygularını taklit etmekten utanıyordum. Ama en kötüsü, sahnede içten olmaktan utandım. Bir eleştirmen bunu fark etmişti. Tabii bu birdenbire olmadı.
-Yani sence bir oyuncunun egosu olmamalı mıdır? Kimliğini kayıp mı etmeli?
-Hayır, tam olarak öyle değil. Oyuncunun kimliğinin, rolünün içinde eriyip gitmesinden söz ediyorum. Ben egomun erimesini istemedim. Bunda, günahı çağrıştıran bir şeyler, bir kadınsılık, bir zayıflık vardı.
"Kurban" -Tarkovsky