Uyanık geçen saatler, özünde, düşüncenin düşünceyi durmadan reddettiği, bilincin kendi kendini çileden çıkardığı, zihnin kendine savaş açtığı, korkunç bir ültimaton (içinde savaş tehtidi olan nota) verdiği saatlerdir. Yürüyüşse, sizi yanıtı olmayan sorgulamaların etrafında dönüp durmaktan alıkoyar; oysa insan, yatakta, çözülemez olanı kafasında sürekli evirip çevirir sersemleşene dek.