Procyon

Yanılmıştık. Ve bunu fark ettiğimizde şunu da çok iyi biliyorduk: Açığa çıkan bir yanılgı, daha fazla görmezden gelişemezdi. Geriye tek bir şey kalmıştı; bitirici darbeyi kimin indireceği...
Sayfa 33 - ***Kitabı okudu
Reklam
Büyüdükçe bir şeyi şaşkınlıkla fark ettim. Diğerleri hakkında çocuk aklımla vardığım yargı doğruymuş. Büyüklerin dünyası gerçekten çok sıkıcı ve üzüntüden başka hiçbir vaatleri de yok... Ve bu durumla başedebilmemi sağlayan, tam olarak onlardan biri olmasam bile içlerinde, kıyıda köşede çıldırmadan yaşayabilmemi sağlayan yegâne dostlarım hâlâ kitaplarım...
Aniden olup biten şeylerle başaçıkmak sanıldığından daha kolay aslında... Hiç istemediğin, hazır olmadığın, hatta asla kabul edemeyeceğini düşündüğün herhangi bir durumla birdenbire karşılaşınca dengen bozuluyor hâliyle... Ama bir süre sonra direnç göstermeye başlıyorsun. Eğer ne olursa olsun kabul edemeyeceğin bir şeyse başına gelen ve direnecek
Sayfa 29 - **********Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Geçmişe dair ümitleri olan adam, geçmişe takılıp kalmış demektir. Ve geçmişe takılıp kalan birini bekleyen bir gelecekten de bahsedilemez. Çok tehlikeli bir ruh halidir bu. Süratle kurtulmak gerekir. Ama bazen olur öyle, kurtulamazsın.
Bazen öyle olur. Normal şartlarda dünyayı yerinden oynatacak kadar kuvvetli hissetsen bile kendini, bazen parmağını oynatamazsın. Oysa trk bir kelimeyle her şeyi yoluna sokmak mümkündür... Ama işte bir şey olur ve sen ağzını bile açamazsın.
Reklam
O anlar. Cevap vermez belki ama anlar. Çünkü bilir o da, ortada bir sürü şey vardır aslında ve kelimelerin hisler karşısında hiçbir hükmü yoktur.***
Ortada bir sürü şey vardır aslında, ama söyleyecek hiçbir şey yoktur. Durmaksızın düşünmeler, uykusuz geçen geceler, uyku ile geçen geceler, parkta içilen şaraplar, sırf şirin gözükmek için teşebbüs edilen yalanlar; bazen kıskançlık, bazen deli eden bir sarılma isteği; görülmeyen ama orada olduğu bilinen kocaman bir gülümseme. Nasıl da berrak, su gibi, aydınlık, itaat hissi ve ren. Tek bir sözle üzülmeler, tek bir sözle sevinmeler, tek bir sözle ne bok yiyeceğini bilememeler ve kaygı ve sevgi ve özlem ve sarılma isteği. İlle de o sarılma isteği. Nasıl anlatılır bu?
Olsun, ben bugün dört yaşındaydım bir süre... Hafif dışımdan, dudaklarımı kıpırdata kıpırdata tabelaları okudum. Babam da yanımdaydı işte, kimse görmedi. Babam da farkında değildi. Ama ben biliyorum, babam yanımdaydı bugün ve ben onunla birlikte çocukluğumun en güzel oyununu oynadım.
Sahiden de içmeden nasıl dayanır insan bu kadar kepazeliğe?**
Yıllar geçti aradan. Düşünüyorum da şimdi, sanırım bazen hepimiz biraz Barış oluyoruz. Bir şeyler oluyor bazen, bütün dünya senin düşündüğünün tersini bile düşünse o kadar kuvvetli inanıyoruz ki o şeye, gerçekle bağımız kopuyor. Sonra acı oluyor elbet. Olsun... Samimi bir acı, sahte bir mutluluktan daha kötü olabilir mi gerçekten?
Sayfa 18 - ***Kitabı okudu
Reklam
Bellek yavşak bir düşman gibi davranıyor bazen... Canını yakacak şeyleri tamamen unutmana izin vermiyor. Freud'un da amına koyim, bilinçaltının da..!
Sayfa 10 - **Kitabı okudu
Dinmiştir ölünce acıları. Ölüm her şeyi sıfırlar...
Kim bilir nasıl acı çekiyordu da bu kadar çok gülüyordu.**
Sayfa 9 - Kendini asmış şeref amca. Fabrikanın kazan dairesinde*Kitabı okudu
"O kadar acı çeker ki insan, canlılar arasında bir tek o kahkahayı icat etmek zorunda kalmıştır."** der Nietzsche. Ya da buna benzer bir şey işte,sarhoşum, şimdi bu kadar hatırlıyorum.
Eğer birini seviyorsan ve o seni sevmiyorsa, bundan çok güzel kaos çıkar. Bir sürü şiir, sağlam bir roman ve anlatacak bir sürü hikâye çıkar. Uykusuz geçen geceler, parklarda içilen şaraplar, yerli yersiz kıskançlık krizleri çıkar. Ama sevgine karşılık çıkar mı? O biraz zor işte...
2,581 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.