Bu kente yalnızlık çöktüğü zaman
Uykusunda bir kuş ölür ecelsiz
Alıp başını gitmek istersin
Karanlık sokaklar kör sağır dilsiz
Ey sevda kuşanıp yollara düşen
Bilesin bu yollar dağlar dolanır
Yare ulaşmadan düşersen eğer
Yarine sesinin yankısı kalır
Gecenin ucunda gün aralanır
Yar sevdası ile yürek bilenir
Sızılı bir ırmak uğurlar seni
Su olup akarsın kır çiçeklenir
Oh! Ne yanılmıştı. Ona sevmek, sevmek lazımdı, sevemeyecek olursa ölecekti. Fakat nasıl sevecek? Sevmek... bu artık kendisi için memnu, muhal bir şey değil miydi?
“Yalnızlık bizim içeriye ve dışarıya ışık veren biricik penceremizdir Ömür Hanım... İki kanadı vardır, istekten ve korkudan; çarpar durur bir ömür içimizde...”