Medine

Medine
@Medos
Dolap uygulamasında uygun fiyatlı 2. el kitaplar ve ürünler satıyorum. Bazı ürünler sıfır.
Çocuklar için korku filmi çekilecekse, Hansel ve Gretel masalı harika bir seçim olurdu. En baştan başlayalım ve bu bir masal olmasaydı, şu durumlara ne tepkiler vereceğimizi düşünelim: • Yiyeceğini paylaşmak istemediği için çocuklarını ormana bırakan baba; • Bu yalanın farkında olan ama eve geri dönüş yolunu bulmak için işaretler bırakan
Sayfa 157 - pdfKitabı okudu
Reklam
Çocukların gökten düşen üç elmalarla değil, kendi elma ağaçlarını –aşılarını da kendileri seçerek– yetiştirebilecekleri bir dünya dileğiyle…
Sayfa 184 - pdfKitabı okudu
Çocukları gerçekleri yadsıyarak tozpembe bir dünyada yetiştirmek isteyebiliriz. Çocukluğunu mutlu yaşasın, sonra nasılsa hayatın zorluklarıyla karşılaşacak da diyebiliriz. Ama asıl çocukluğun zor bir süreç olduğunu ve yetişkin yaşamımızdaki sorunların büyük bir çoğunluğunun çocukluk travmalarımızdan kaynaklandığını unutmamız anlamına gelir bu.
Sayfa 183 - pdfKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Özellikle Hansel ve Gretel gibi travmatik etkileri olan masalları, mizah diliyle eleştirmek kolaylıklar sağlayacaktır. Saçma durumların altını çizmek, olayları espri konusu yaparak hafifletmek de öyle. Çünkü bir konuyu mizaha taşımak, acı çekmeden, duygusal yükleri azaltıp aslolanı yani iletileri, sonuçları ve yapılması gerekenleri sorgularken mantığı daha bağımsız kılmamız ve korkularımızla baş etmemiz için iyi bir fırsattır.
Sayfa 183 - pdfKitabı okudu
Eleştirel bakışı geliştirmeye elverişli, mantık dışı durumları açığa çıkaracak sorular sormak. Örneğin şu tür sorular, çocuğun kendini rahat hissedeceği türde bir sohbete başlamasını sağlayabilir: “Ya bir prensesin hizmetçilik yapması bana tuhaf geldi, sen ne dersin?” ya da “Prenses bir avcıyla ormana gönderildiğini neden düşünmemiş ki?”, “Tanımadığı insanların evine girmesi bana pek mantıksız geldi doğrusu.” vb.
Sayfa 183 - pdfKitabı okudu
Reklam
Yine de devam etmeli kurbağa öpmeye. Prens olsun diye mi? Elbette hayır, belki onlar gerçek bir öpücüğün kadrini kıymetini bilir diye… Tabii henüz konuşan bir kurbağanın bir prensten daha ilginç olduğunu anlayacak yaşa gelmediyseniz.
Sayfa 172 - pdfKitabı okudu
(...), internette dolaşan bir başka hikâye daha vardır ki, aynı zamanda güzel bir Fransız yemek tarifidir. Güzel bir kadın göl kenarında otururken kucağına bir kurbağa fırlar: “Ben aslında çok yakışıklı ve zengin bir prensim. Büyüyle bu hale geldim. Ama beni öpersen eski halime geri dönerim,” der. Kadın “Ee” diye sorar, “başka?” Kurbağa şişinir, “Eğer beni öpersen seninle evlenirim, şatoma gideriz, sen bana yemek pişirir, elbiselerimi temizler, çocuk doğurursun, annem kraliçeyle birlikte mutlu mutlu yaşarız.” Hikâyenin devamında bu güzel Fransız kadın, daha geç bir saatte göle nazır masasında şarap, kremalı kurbağa bacağı ve salatadan oluşan yemeğini yemektedir. “Demek öyle ha!” der, “Bir prens hoş tabii,ama Fransız mutfağının en harika yemeğine değişmem doğrusu.”
Sayfa 172 - pdfKitabı okudu
“Öpmek işe yaramayınca tek bir çözüm kalır prensesin gözünde, kurbağayı duvara fırlatmak. Kurbağa aslında kurbağa olarak sevilmek ister ama seven nelere katlanmaz. Ya ölecektir, ya da bir prense dönüşecektir. Ve eski kurbağalar bir konuda hemfikirdir: Büyük değişim için üç şey gerekir: Kesin bir bilinçsizlik, duvara fırlatılmaya rıza ve mutlaka hayal gücü yüksek bir kadının sevgisi. Bir de sabır.Evet, hem de büyük bir sabır. Çünkü fırlatılmayla çarpışma arasında geçen süre bazen onlarca yıl alabilir.”
Sayfa 172 - pdfKitabı okudu
Pek çok anti-tezi üretildi tabii masalın. İşte Oğlak Yayınları da Stephen Mitchell’in Kurbağa Prensi’ni yetişkinler için bir masal olarak sunuyor.25 Mükemmel Fransızcasıyla entelektüel bir kurbağadır karşımızdaki. Âşık olunacak kadar zekidir, sohbetine doyum olmaz, ne ki öpmekle prens de olmaz. Düpedüz bir kurbağadır işte. Kitap boyunca her şeyin anlamını günümüze uygun bir biçimde tartışır dururlar. Kitabın başında ise şu ilginç sözlere yer verilmiştir: “İki tip kadın vardır: Prensle evlenenler, kurbağayla evlenenler. Bir kurbağa asla bir prens olamaz, ancak bir prensin tipik bir evliliğin olağan akışı içinde azar azar, hatta gözle görülemeyecek kadar usul usul, gitgide bir kurbağaya dönüşebildiği, geniş kitlelerce kabul görmüş bir gerçektir. Yirmi beş yıl sonunda bir kadın bir sabah uyandığında, yanında vaktiyle âşık olduğu prensini hâlâ buluyorsa, ne diyebiliriz, ne mutlu ona!”
Sayfa 171 - pdfKitabı okudu
Bak şu cadının işine! Dünyada fazlasıyla kurbağa var zaten. Prensleri kurbağa yapacağına, kurbağaları prens yapsa ya… Ne çok bekleyeni var üstelik. Kadınların çoğu böyle düşündüğünden boş yere kurbağaları öper durur. Sonuç: Islak, kaygan, yeşil bir leke ve bol bol siğil!
Sayfa 171 - pdfKitabı okudu
Reklam
İngiliz Durham Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, bu masalın en az 2 bin 600 yaşında olduğunu ve dünya çapında 35 versiyonu bulunduğunu ortaya koydu. Çin’de Kırmızı Başlıklı Kız, kötü kurt tarafından değil, kötü kaplan tarafından kandırılıyor. İran’da ise küçük kız çocuklarının gezintiye çıkması garip karşılandığından, hikâyenin kahramanı bir erkek çocuğuna dönüşüyor. Kültürel antropolog Dr. Jamie Tehrani’ye göre, hikâyenin tüm çeşitlemeleri, 2 bin 600 yıl öncesine kadar uzanan ortak bir ataya dayanıyor. Tehrani halk hikâyelerini biyolojik organizmalara benzeterek şöyle söylüyor: “Bu öykülerin pek çoğu yakın zamana dek kâğıda dökülmediğinden, nesiller boyunca ya yanlış anımsanıyor ya da bazı öğeler baştan kuruluyor. Bu da bize insan psikolojisi ve neleri hatırlanmaya değer bulduğumuz hakkında ipuçları veriyor
Sayfa 167 - pdfKitabı okudu
Gelelim karşı masal formuna… Angela Carter, Kanlı Oda adlı yapıtında, Kırkıncı Oda, Mavi Sakal, Vampirella, Pamuk Prenses, Kırmızı Başlıklı Kız, Güzel ve Çirkin, Çizmeli Kedi gibi masalları ya da masal metaforlarını, arka planlarına gerilim ve cinsellik öğeleri alarak işlemiştir. Yapıt, yazarın derin karakter analizleri, masalın tarihçesi ve ideolojisine dair bilgisiyle benzerlerinden sıyrılır. Özellikle Kırmızı Başlıklı Kız’ın tarihteki anlatımına geri dönen ve ona bir karşı masal kimliği kazandıran öyküleriyle. Masalın ilk anlatımlarında bir kurt değil, kurt adam vardır. Tutkuyu, cinselliği, bekâreti ve regl kanını simgeleyen kırmızı başlık ise sonradan giydirilmiştir. Carter masalın cinsel olanı örtmeye başlamadan önceki haline Kurtlar Arasında öyküsüyle geri döner. Ormanda karşılaşan avcıyla köylü kızın kurlaşması ve önce kim varacak yarışıyla birbirlerinden ayrılmalarının ardından, kız büyükannenin evine geldiğinde hem cinayetin, hem de artık bir kurt olan avcının cinsel arzusunun farkındadır: “Canla can bulanı, el değmemiş ten yatıştırır bir tek.”20 Kurdun garip bir romantizmle vahşeti birleştirdiği konuşmalarıyla elbiselerini ateşe atar ve gerdek gecesini sakinlikle karşılar. “Şimdi; Kurt, Kırmızı Başlıklı Kız’ın hayretle, “Ne kadar büyük kulakların var!” diye haykırmasına ne karşılık vermişti? Cevap: “Seni daha iyi duyabilmek için.” Başka bir deyişle, gerçekte ne söylediğini, daha iyi duyabilmek için. Böylece Kırmızı Başlıklı Kız için şu hipotezi kurabilirdik: Onun gerçekte arzuladığı şey yatakta bir kurt bulmaktı.”
Sayfa 166 - pdfKitabı okudu
Kahraman Terzi masalı
Yazıldığı dönemde de, kahramanların gücü ve yaygınlığı düşünülecek olursa, masaldaki kahraman erkek kurgusunun anti-tezi olarak, önemli bir toplumsal eleştiridir.
Sayfa 164 - pdfKitabı okudu
Kahraman Terzi masalı
Hikâyenin en önemli mekanizması ise terzi kendi kahramanlığına safça inandığı için başkalarının da ona inanmasıdır.
Sayfa 164 - pdfKitabı okudu
Üvey ana, kocasına demiş ki: “Ben çok hastayım. Eğer sen çocukları kesip kanlarını ağrıyan yerlerime sürmezsen, iyileşemem.” Adam ise kadının her söylediğini kabul ettiği için, bunu da yerine getirmiş.
Sayfa 162 - pdfKitabı okudu
416 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.