Kendini ha bire onaran bir acıyla
Dağ rüzgârlarına karışsam
Dağlardan denizlere
Denizlerden sahile
Savrulsam
Ve nedense
Gitmeye hazır, kalmaya buruk
Bir saattir yüreğim.
Ah
Ben eski bir zaman harfiydim
Kadim topraklarda kayboldum
Ömrüm geçti
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasında
Kimseler okuyamadı
...
Şarkta esen bir rüzgârla harcım karıldı
Ve tarih denilen yazıtlarda adım yok sayıldı
Ah ben hangi zamanlarda yaşadığımı unuttum
...
Bir ben kalırdım
Beni bende esir eden zamanlara
Yeni yolculuklar eklerdim evvel zamanlara
Bağdat'ta dirilirim, Şam'da vurulurum
Endülüs'te bir berberi çiçeğiyim
Kurtuba'da açarım
Ben
Küçük ve mavi gözlü bir balkan çocuğuyum
Topaçlarım dağıldı
Yüreğim dağlandı
Bosna'da bilge kralım
Mostar'da duru akan bir suyum
Şehr-i Filibe'den huşu ile Bursa'ya bakarım.
Ben
Kafkas doruklarında uçan bir
yağmacılar lânetli bir çağı besliyor zafer nâralarıyla
yaşayanlardan ve ölülerden bir kadavra cenneti inşa ediyor
şeytan adamlarıyla
önümüz arkamız sağımız solumuz sis
dehlizlerde saklanmış iyi olan ne varsa sobe
insan ipi bulana kadar ebe