Bulunduğu an ve mekân arasında, arkasında bıraktığı sayısız şehirleri ve cesetleri düşündü. Düşüncenin ardından sonra bir telaş aldı onu. Hemen hiç vakit kaybetmeden bahar temizliğine girişmeliydi, yoksa ceset kokuları, gelecek olan bahara cellat olabilirdi. Zaten insan katilini hep de geçmişten getirmez miydi?
Sayfa 30
İçinizdeki arzu çok fazla yer altındaydı, toprağın kayaya dönüştüğü bir derinlikte.
Sayfa 25
O kadar büyük bir kıştasınız ki sizi büyük bir ateşle yakmak istiyorum. Tüm uçlarınızdan donmuş gibisiniz ve katılıkk sizin adınızda vücut bulabilir. İnanın! katılık demişken, sahi yumuşak kalan bir yeriniz var mı, canlılığı işaret eden? Bayım, siz ilk ne zaman öldünüz?
Sayfa 24
Okur Takip Önerileri
Kendisi gibi inanmayan, kendisi gibi düşünmeyen ve kendisi gibi yaşamayana karşı herkes hiç sektirmeden ötekisini en nazik haliyle kendi seçimine getirme gayretindeydi ; bunun adıysa makbul, ahlâkî ve doğru yoldu.
Sayfa 11
Bu kitap, daha doğmadan etrafımıza örülmüş ve hayatımız boyunca da örülmeye devam edecek olan kabuğa dairdir.
Sayfa 7
Di zimanê xelkê da şareza ne, di zimanê xwe de razane. Bi qewlê Cegerxwînî,
"Di rezanîyê da bûne wek Lenîn
Di zimanzanîyê da bûne pêkenîn"
Sayfa 89
Wextê evîna we li ser hesabê Kurdî be, hûn dikarin ji hev ra xeberan jî bidin.
Sayfa 29
Tu, bî insanekê/î ra pêşî bi kîjan zimanî biaxivî, demîna xwe weha digirî.
Sayfa 9
Umut,eksik olana, yatışmaz gerileme dairdir. Hiç durmadan, tasarılar düzleminde yaşıyoruz; az veya çok uzak bir geleceğe yerleştirdiğimiz amaçların peşinden koşuyor ve en âlâsından bir illüzyonun etkisi altında, mutluluğumuzun, ister sıradan ister yüce olsun fark etmez, kendi önümüze koyduğumuz ve nihayetde ulaşacağımız hedeflere bağlı olduğunu düşünüyoruz. Her seferinde, ertelenmiş bir mutluluğun cazibesine, bu hayata veya öbüründe kurulacak bir cennetin hayaline boyun eğiyoruz.
Sayfa 37
