Merve Çavuş

Her birimiz çok farklı şeyler için övülmüş, yine farklı durumlarda utandırılmış, cezalandırılmışızdır. Kimileri parmağını bile oynatmasına gerek kalmadan kolayca sevilmişken, kimi ömrü boyunca çok gayret etse de bu mutluluğa bir türlü erişememiştir. Kimi huzuru taze ekmek kokusunda bulurken, bu koku kimilerine aç kaldığı günleri hatırlatır. Yani yedi kuşak önceden bize kadar gelen uzun, ince ve kişiye özel bir yoldur bu.
Sayfa 378Kitabı okudu
Reklam
Bebeklikten başlayarak, yaşadığımız her gün anılarımızdan oluşan bir hazine biriktiririz içimizde. Çoğunu hatırlamayız bile ama bilinçdışı unutmaz, her şeyi bir bir kaydeder
Sayfa 378Kitabı okudu
Uygarlık ilerledikçe, insan ilişkilerine belli mesafeler girdikçe ayıplar, günahlar, yasaklar çoğaldıkça korkularımız daha derinlere indi. Kendi iç dünyamızı kimselerle konuşamaz olduk. Ancak bir başkasının ne yaşadığını, nasıl yaşadığını, neler hissettiğini anlayabilmek, dünyanın sırrına ermek demektir çünkü hakikat oralarda bir yerlerde gizlidir. Sadece kendimizi değil, başkalarının dertlerini, sorunlarını, acılarını görmeye çalışmak, bunları merak etmek bile bu hakikate bir adım daha yaklaştırır insanları. Daha da önemlisi başkalarını hoş gördükçe, neyi, ne zaman ve neden yaptığını anladıkça kendi sorunlarımıza da başka bir gözle bakmayı öğrenir, gelişir, olgunlaşır, içimizi parçalayan acıların biraz olsun hafiflediğini görürüz. Bir başkasını anlamak, bizi kendimize bir adım daha yaklaştırır; o hep kızdığımız, bir türlü beğenmediğimiz, kıyasıya suçladığımız, çoğu zaman hiç sahiplenmediğimiz, acımadığımız, merhamet etmediğimiz kendimize.
Sayfa 375Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
İnsanın başka birini anlaması da, anlatması da zordur. Aslında insanoğlu bütün ayrıntılarıyla bilinmek, tanınmak istemez. Bırakın başkalarını, kendisi bile kendine bu kadar yakından bakmaktan hoşlanmaz, korkar... Hatta çoğu ruhsal hastalık da bu korku yüzünden gelişir. Bakarsa görecekleri korkutur insanları
Sayfa 375Kitabı okudu
Aslında herkesin çok özel bir hayat hikâyesi vardır. İş, sıra dışı şeyler yaşamakta değil, ne yaşıyorsan onu hissederek hayatı bir peri masalı gibi yaşayabilmektedir. Peri masallarında da kahramanlar hep keyif yapmaz, sürekli mutluluk içinde yüzmezler. Mutluluğu yakalayabilmek için çoğu zaman acı çekmeleri, çok çalışmaları, hayatla kıyasıya mücadele etmeleri gerekir. Büyü, masalın sadece sonunda, onlar murada erip biz kerevete çıkınca değil, masalın en başında başlar. Bizler, prenses acılar içinde kıvranırken bile hissederiz o büyüyü. İçimizden prensesin yerinde olmak geçer. Amacımız acı çekmek değildir, masalın içindeki büyüye kaptırırız kendimizi. Gerçek olmadığını bilsek de, masalların içimize, ruhumuzun derinliklerine aktığını unuturuz bazen. O masalları ne uzaylılar uydurmuştur, ne de insan olmayan başka varlıklar. İnsan zihninin istekleri, arzuları, hayalleri, korkuları, yaşamak isteyip de yaşayamadıklarıdır o masallar
Sayfa 374Kitabı okudu
Reklam
Reklam
2,266 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.