"Aslında ben kimim sorusunun cevabına yaklaşabilmek için, kendimizi karşımıza çıkan her türlü deneyime açık tutmak gerekiyor galiba, düşe kalka da olsa."
"Dünya ileride nasıl bir seyir izlerse izlesin, seni şifaya kavuşturacak hekimi ve yardımcıyı her zaman yalnızca kendi içinde bulacaksın, senin o zavallı, kendisine hep kötü davranılmış, asla yok edilemeyecek ruhunda."
"İnsan sadece şehvani/hayvani nefsten müteşekkil bir varlık olmayıp, sonsuza doğru gelişme potansiyeli olan, çok katlı ilahi bir yapının temsilcisidir."
Yaşamı bütün olarak görmek için tek yapman gereken şey, onu ölümlü olarak görmek. Ben öleceğim, sen öleceksin; başka türlü birbirimizi nasıl sevebilirdik ki ? Güneş de bir gün sönecek, başka türlü nasıl parlamaya devam edebilir ?
Uyku nasıl gelsindi ki. Belirsizlikler, kaygılar, dertlenmeler, sözde kendini yiğitlendirmeler ve ardından gelen gerçeğin renkleri. Kendine karşı bozum olmalar. Ve pencerenin boşluğundaki gecenin karanlığı ve sıkıntı.
Yenilgi...
En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var mıydı? Hatta ben var mıydım? Ben dediğim şey, bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi..