Ama biz güneşin ve ışığın özgür çocukları, büyük ruh'a sadık kalmalı, böyle taşlarla onun kalbini kırmamalıyız. Yalnız yolunu şaşırmış, hastalıklı ve Tanrı’nın elini elinde hissetmeyen insanlar bu taştan yarıklar arasında güneşten, ışıktan ve yelden yoksun kalarak mutlu olabilirler.
Tanrı‘nın ışığı gerçekten içlerinde olsa, utançlarından kendilerini kuma atmaları gerektiğini de bilirler; ama içlerinde nefretten, hırstan, düşmanlıktan başka bir şey yoktur ki.
#nietzscheilelafliyoruz
Zehirli sineklerden seni yorulmuş görüyorum. Yüz yerinde kanayan yaralar açılmış görüyorum. Ve gurûrun öfkelenmek bile istemiyor. Onlar senden mâsumiyetle kan isterler. Kansız ruhları kana hasrettir.
Fakat ey derin adam, sen küçük yaraların da acısını pek derinden duyuyorsun ve daha şifa bulmadan aynı zehirli sülük vücuduna tekrar sokuluyor. Bu pis boğazları öldüremeyecek kadar gururlusun. Fakat sakın ki, onların bütün bu zehirli haksızlıklarına dayanmak sana belâ getirmesin!
Onlar seni överek de etrâfında vızıldarlar. Yılışıklık onların övüşüdür. Onlar senin derine ve kanına yakın olmak isterler. Sana bir Tanrı veya şeytana taptıkları gibi yılışırlar. Bir Tanrı veya şeytan karşısında olduğu gibi acınırlar. Fakat neye yarar? Onlar dalkavuk ve mızmızlardır. Başka bir şey değillerdir. Çok defa kendilerini sana hoş gösterirler. Fakat korkakların kurnazlığı her zaman bu olmuştur. Evet korkaklar, kurnazdır. Dar ruhlarıyla seni çok düşünür gibi görünür.
Kaç dostum kaç!"