Yaşamla hesabını kesin olarak kapatırken kendi insanlarını düşündükçe duygulanmıyor, en çok nefret ettiği kişileri aslında nasıl sevmiş olduğunu anlamaya başlıyordu.
Sen ormanları yok et, kimyasalları havaya sal, sonra sel olunca Allah böyle istedi de. Yerin altını üstünü oy, nükleer denemeler, savaş tatbikatları yap, sonra deprem olunca yine Allah’ı suçla.
Ekonomik bağımsızlığa sahip olamayan kadın yaşamak için erkeğin kazandığı paraya muhtaçtır. Ataerkil toplumlarda hele ki görece daha az gelişmiş olanlarda (gelişmiş bir toplum ataerkil yapıyı sahiplenmez) kadın işgücü düşük seviyededir. Kadının eğitimi sekteye uğratılır, ekonomik güce katılması engellenir, çalıştırılmaz, eve kapatılır, sonra çocuklar gelir ve kadının yaşı ilerledikçe, o ortamdan çıkma ihtimali en aza indirgenir. Böylelikle erkek rahatlar hatta o kadar rahatlar ki, artık istediği gibi hareket eder. Nasıl olsa, ne yaparsa yapsın kadın gidemeyecektir...
Bir ilişki, daha güzel bir kadın, daha yakışıklı bir erkek için bitmez. Bunlar için değiştirilemez eş. Saç rengi, boy, kilo değil ki aşk. Yaşlanıp beden eskidiğinde biter mi aşk? Bu arayış sadece açgözlülük, tatminsizlik, heves, tutku...
Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyiniyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle dövüşemem
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım
Morunuz mor inandım
Ben tam kendime göre
Ben tam dünyaya göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız.
Albay Aureliano Buendia, otuz iki silahlı ayaklanma düzenledi, hepsinde de yenildi. On yedi ayrı kadından on yedi erkek çocuğu oldu ve en büyükleri otuz beşine gelmeden, bir gecede on yedisi de öldürüldü. Kendisi on dört suikast girişiminden, yetmiş üç pusudan ve bir idam mangasının elinden sağ çıktı.
Sandıktan mavi oylarla hemen eş sayıda kırmızı pusula çıktı, ama çavuş sandıkta yalnızca on tane kırmızı oy pusulası bırakıp aradaki farkı mavilerle tamamladı. Sonra sandığı yeniden mühürlediler ve ertesi sabahtan tezi yok başkente gönderdiler.