"Hayatın ona verdiği darbelerin yorgunluğuyla, Bursa'nın karmaşık sokaklarında bir gölge gibi dolaşıyordu. Otuzlarına varmıştı, ancak bir meslek edinmek ya da hayatını rayına oturtmak gibi bir lüksü hiç olmamıştı. Okuma fırsatı bile bulamamış, ailesi tarafından dışlanmış ve etrafındaki insanlar tarafından sevilmemişti. Her gün, borçların altında ezilirken, hayattan kopmuş bir şekilde günlerini geçiriyordu. Ta ki o gün gelene kadar.
O gün, Bursa'nın bir spor salonunda tesadüfen bir capoeira antrenörü ile karşılaştı. İlk başta sadece spor yapmanın bir yolunu arıyordu, ancak bu tesadüfi karşılaşma, hayatının tamamen değişmesine yol açacaktı. Capoeira, sadece bir spor değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıydı. Ve bu yaşam tarzı, onun için yeni bir başlangıcın kapısını açtı... "