Kitabın ismiyle müsemma bir karakter Meursault. İnsanlara yabancı olmuş insanlar da bunun farkında o da bunun farkında. Az konuşur genellikle karşındakini dinler. Karşısındakinin kimi zaman beklentisi içinde olduğu tepkiyi verir kimi zaman da karşısındakinin beklediği tepkiyi bildiği halde o tepkiyi vermez. Ve bunu sadece kendisi istediği için yapar çünkü hayatını kendi istediği gibi yaşamak, onun bu hayatta yaptığı en iyi şeydir. İnsanları yargılamadığı gibi kendisinin de insanlar tarafından yargılanmaması gerektiğini düşünür ama hep davranışlarından, konuşmalarından, en çok da konuşmamasından ötürü karşısındaki insan tarafından yargılanır. Peki neden yargılarız biz onu. Her insan kendi hayatını yaşamıyor mu? Her insan yaptıklarından mesul değil mi? Biz yoksa başkalarının hatalarından ötürü de mi yargılanacağımızı düşünüyoruz? Kesinlikle hayır. Biliyoruz gerçeği. Ama başkalarına karışmak, onları yargılamak hoşumuza gidiyor. Bunu bal gibi de biliyoruz. Peki niye bunu bile bile yapıyoruz? Çünkü kendi yaşamımız bize yetmiyor. Çünkü benciliz..