Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mihrimah مهرماه

Mihrimah مهرماه
@MihrimahM
Ben de bu dünyaya düşmüş biriyim.
80 syf.
6/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Ay Işığı Sokağı
5 farklı hikayeden oluşur. Hikayenin ilk kısmında kitabında adını alan, Ay Işığı Sokağı adlı bölüm var. En çok dikkatimi çeken hikaye leporella, tutkusuz takıntının tarifini çok güzel bir şekilde verir. Nişan hikayesi trajedik bitişi ile ölümün ne kadar ucuz olduğunu ortaya koyuyor. Kitapta duygular ağır olarak hissediliyor, yazar ölüm teması üzerinde durmuş. Zaten yazarın hayatına hakim olanlar bilir kendi hayatıyla benzerlikler gösteriyor. İlk defa hayatımda bir kitap için böyle bir yorum yapacağım ne kötü diyebilirim ne de çok mükemmel bir kitap kararı okuyucunun vereceği bir kitap. Keyifli Okumalar.
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167bin okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Oz Büyücüsü
Her yaş grubu için okunabilecek sürükleyici, akıcı, macera dolu bir masal. Olaylar arasında anlam kopukluğu yok, simgesel anlatım söz konusu. Masalda Dorothy ve arkadaşlarının başına gelen olaylar anlatılıyor. Masalın ana teması her kahramanın içindeki gücün farkına varmaması. Sevgi, aidiyet, sahip çıkma, koruma, cesaret, korku gibi birçok duygu üzerinde durulmuş. Çocukken herkesin mutlaka gördüğü bir film aynı zamanda, küçük yaşta okuyanlar için masal olsa da ilerleyen yaş grubu için birçok bakış açısı kazanmak açısından zengin bir eser. Masaldaki kahramanlara insana özgün nitelikler verilmiştir. Masalda dikkat edilmesi gereken nokta şudur; Korkuluğun beyne ihtiyacı olsa da en zeki fikirleri verir. Teneke adam kalpsiz olsa da en sulu göz, en duygusal karakterdir. Aslan ise cesarete ihtiyacı olsa da aslında gücünün farkında değil arkadaşları için çoğu kez gözünün karartıyor ve cesaretini sergiliyor. Dorothy ailesini özlüyor ama aslında yanındaki ailesinin farkında değil. Keyifli Okumalar.
Oz Büyücüsü
Oz BüyücüsüL. Frank Baum · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202212,2bin okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Tirende Bir Keman
" Aşkın ile gündüz gece giryanım efendim Bülbül gibi gül rûyine hayranım efendim " Mustafa Kutlu okuyanlar bilir çok fazla söylenecek söz yoktur kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir sanatçıdır. Bu eserinde üç kuşak; babadan oğula oğuldan toruna birbirlerinin hayatlarının; musîki keder aşk acı değişen hayatlar değişmeyen müzikler miras alır. Müzikle ilgisi olmayan birine bile müziği hissettiren bir eser. " Hayat öyle durgun bir göl değildir. Bir taş düşer, dalgalar kıyıya ulaşır. Kuşlar yuvalarından uçar, sağanak kırbaç gibi inmeye başlar. " Çalgıcı Sadullah efendi öldükten sonra oğlu Kenan'ın hayatı ile birlikte roman başlar. Kemanî Kenan Semiramis' e aşık olur ve evlenir. Bu evlilikten Sadullah adlı bir çocukları dünyaya gelir. Hikayenin can alıcı kısmı burada başlar. " Bu nedir? Bu toprağa düşen tohumdur. Bir gün gelir yeşerir. " Kitapta çarpık kentleşme köyden şehre göç işsizlik kısacası memleket havası vardır. " Toprak ana şehirleri de besliyor hâlâ. " Mustafa kutlu'nun kitaplarında herkesi heyecanlandıran, hüzünlendiren, düşündüren, ağlatan bir kesit ya da herkesi duygulandıran bir anı vardır kısaca Kutlunun kaleminde herkesin hayatına değen bir nokta vardır. " Günler hep böyle geçecek, güneş hiç batmayacak, Neşe de Kader de hep aynı kalacak sanırız. İnsanoğlu aldanıştadır. Güneş batar, yağmur kesilir, kuşlar yuvalarına çekilir. Hiç ummadığın anda bir dalga gelip kayığı devirir. " " Kar keman kutusunun üzerine ağır ağır kapatıyordu. "
Tirende Bir Keman
Tirende Bir Keman
Mustafa Kutlu
Mustafa Kutlu
Tirende Bir Keman
Tirende Bir KemanMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20153,907 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
112 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Gelin Tacı
Bu kitabı okuyan kişi kendisini gerçek bir şeyhin, bir mürşid-i kâmilin karşısındaymış gibi hisseder. Öncelikle kitabın gerçek ismi Tâcü'l-Arûs el-Hâvî li-Tehzîbi'n-Nüfûs. Şâzelî tarikatından olan dervişlere "Allah'ın Gelinleri" unvanı verilir. Eser, adını işte bu nitelemeden alıyor. Bu tabiri muhtemelen ilk kullanan Bâyazid-i Bistâmî hazretleridir ve şöyle der: "Veliler Allah'ın gelinleridir." Bu ifade, daha sonra tasavvufta hayli yaygınlaşmıştır. Bir kez okunup bırakılacak bir kitap değil, sürekli bakılması gereken bir eser. Dili karmaşık değil üslubu akıcı ve aile fertlerinin okuyabileceği bir kitap. Her insanın anlayabileceği sade öz ve akıcı bir dil. Allah'a hakkıyla kulluk etmek için kalbin tedavi edilmesi lazım bu da kalbin hastalığını bilmekle olur. Kalbinde hastalık bulunan kimsede arzu uyanır.! Ahzâb, 33/32 Kalbini tedavi etmen için elinde şu iki çare var: a. Sana yararlı olanı yapmak, yani Allah'a hakkıyla kulluk. b. Senin için zararlı olandan uzaklaşmak, yani günahtan. Kalbinin şifa bulmasını istiyorsan.. Tövbe sahrasına çık! Gafletten Allah'ı sürekli karşında hissetme bilincine kavuş! Nefsini alçaltma ve âcizleştirme elbisesi giyin! Kalbin düzelecektir. Amelsiz ilim, kendini yok edip bitirerek insanları aydınlatan bir mumu andırır. Kalbinizin şifa bulması dileğiyle .. Keyifli okumalar.       
Gelin Tacı
Gelin TacıAtaullah İskenderi · Sufi Kitap · 20192,962 okunma
344 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Mücellâ
Nazan Bekiroğlu'nun muhteşem kaleminden bir dönemin romanı, kısaca hayatı. Mahalle kültürü, birlik beraberliğin gaz lambaları ile aydınlanan yolu olmayan, pilli radyo ile dış dünya ile bağlantı kurmaya çalışan aslında çoğumuzun aşina olduğu dönemler de yaşamış olan Mücella... Karadeniz'de yaşayan babasız bir kız çocuğu annesi Neyyire hanım ile yaşamını sürdürmektedir. Abisi Fahir İstanbul'a sonra da yurt dışına taşınıp geçim derdine düşmüştür bu nedenle Mücella annesi ile hayatta kalmaya çalışmaktadır. Konusu sürükleyici betimlemeleri keyiflidir. Mücella annesinin layık gördüğü kadarını yaşamıştır, " elalem ne der" en önemli kuraldır. Annesinin söylediği şeylerin dışına çıkmayan Mücella hep nasibini beklemiştir. " Her nasip vaktine esirdir." Nasibinde evlilik yoktu Mücella'nın. Neyyire hanım'ın ilk önce uslu kızıydı. Sonra hamarat, becerikli kızı oldu. Daha sonra da Mücella abla , Mücella teyze oldu. Mücella'nın yaşlanmaya başlamasıyla anladı annesi hatasını. Zaman geçmişti ve Mücella ya yapılan tüm yenilikler bir anlam ifade etmiyordu... Hayatı seyretmeye alışkındı Mücella. - Rüya olduk Nazlıgül dedi denize bakarken." Masal olduk, anlatanımız yok kızım." Her şeyi ciddiye almaya yazgılı, yalnız ve mutsuz ama mutsuzluğunun farkında bile değil, kendi içinde bir nabız gibi atarak çoğalıp duran bir kız çocuğu ile kuruyup gitmiş yaşlı bir kız arasında her zaman için olası bir sahneydi bu. Tek farkla: Gerçek oldu.
Mücellâ
MücellâNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202110bin okunma
Reklam
184 syf.
10/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Rüzgarlı Pazar
İğde kokusu ile başlayan bir hikaye. Duran, Cesur, Nimet, Çini, Şapkacı Bacı, Dürümcü Baba, Doktor ... Rüzgarlı Pazar sokağının sakinleri, üst geçitin geçim savaşçıları. Hikaye olmasına rağmen hayatın içinden aşina olduğumuz insanlar. " Bir umut adacığı. Bir geçim adacığı. " Kitapta her karakterin kendi hikayesi ayrı bölümde anlatılmış.
Rüzgarlı Pazar
Rüzgarlı PazarMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20173,479 okunma
124 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Ya Tahammül Ya Sefer
Mustafa Kutlu " Ve o nesil. Üzerinde yaşadığımız acılı toprağın çocuğu. Asım'ın nesli. " Bir solukta okunacak kitaplar arasında . Mustafa Kutlu eserlerinde yalın, nahif, kemiksiz bir üslup kullanmıştır. Her okuyucuya hitap eder. Kitapta bize vurgulanan dava ve dava arkadaşlıklarıdır. "Bizim hareketimiz, masumiyet hareketidir: Davamız hayata uymak değil, hayatımızı Hakk'a uydurmaktır." Ve yine ; " Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için, onunla her an hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz." Kahramanları Murat, Kerim, İlhan, Asım, Veysel, Yunus dava arkadaşlarıdır. Medrese, okul, dernek ekseninde geçen bir hikayedir . Profesör Asım bey Murat ile dava arkadaşı sonra yolları ayrılıyor, İlhan Asım Bey'in oğlu ve Veysel ile dava arkadaşı oluyor. Yıllar sonra kaderleri babası ve Murat gibi oluyor İlhan davaya adıyor kendini, Veysel siyasete atılıyor. " İçimde olması gereken bir şeyin kaybından hangi mağaranın ücrasına saklandığımı, oradan hiç çıkmamak üzre kendime davalar aradığımı anlıyorum. Her şeyi tamamlayacak olan o şey. Ancak onunla var olabilirim. Irmak bir başlangıç. Bir düş. " İlhan'ın dava yolunda hissettiklerinden bir kesit. Ve son sözleri : " Sefer de içimde, tahammül de."
Ya Tahammül Ya Sefer
Ya Tahammül Ya SeferMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 201313,1bin okunma
164 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Huzursuz Bacak
Mustafa Kutlu - Aşka istidadın olsun dilrübadan çok ne var! - Dünya bir gündür, o da bugündür. Kitabın kahramanı Ömer Faruk çevresinde oluşan bir hikaye. İçeriğinde günümüz dünyasında ki " Tüketim Ekonomisi " konu alınmış. Kahramanımız " Kanaat Ekonomisi" ile bu sürece bir teklif sunmuş. Huzursuz Bacak kitabı ile Mustafa Kutlu'nun bir diğer kitabı olan Sevincini Bulmak eseri arasında benzerlikler var. Diğer kitabı okuyan okuyucular bu iki kitabın aslında günümüz şartlarına karşı gelip doğal yani organik bir yaşama döndüklerini , manevi huzuru , İstanbul ve İstanbul'un tarihini, aile yaşamını ,iki kahramanın da aile büyükleri tarafından büyütüldükleri görmüşlerdir. Kitapta tarihi bilgilere rastlamak mümkün . "Sarayburnu, minare ve kubbeler, asıl İstanbul dediğimiz yer: Suriçi. " "İlhanlılar dönemi İran şehirlerinin giriş/çıkışlarında üzerini insan (maketi) asılı darağaçları olurmuş. Yani bu beldede yasalara uyumazsanız, başınıza gelecek olan budur mânâsına.... " Ve bir diğer dikkat çeken imza ve marka tanımı ; " Marka insanların şahsiyetini siler, onları tek tip yapar. İmza çeşitliliktir. Şahsiyetin muhafazası kimliğin ispatıdır. Türk minaresi milletin imzası ise her minare camiyi yapan mimarın imzasını taşır. " *Yeter ki insan kaybolmasın, insan bozulmasın. Eşyayı, etrafı yenilersin, düzeltirsin ama bozulan insanı düzeltmek zordur; kim bilir kaç nesil alır. Her Mustafa Kutlu kitabı bitirdiğimde oluşan his "acaba ne oldular? "
Huzursuz Bacak
Huzursuz BacakMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20113,091 okunma
56 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Halil Çibran Ermişin Bahçesi Kısa bir kitap olmasına rağmen içerdiği bilgi hazinesi ile kendimize güzel bir yol çizebiliriz. " Üstat, zaman korkutuyor beni. Bize aldırmadan geçip gidiyor, ama gençliğimizi de soyup alıyor. Peki ne veriyor karşılığında? " Kitap içerisinde etkilendiğim sözlerden biridir. Halil Cibran bu kitabında 9 müridi ve komşuları ile oluşan diyologlar üzerinden bizlere öğütler vermiştir. " " Güz, varlığınızda hala çocuk kalan şeye ninni söyleyen içinizdeki o eski kalıntı değil midir? " Ermişin bahçesi bir anda okuyup geçebileceğimiz bir kitap değildir. Okuyup düşünmek gerekir. Her bir sayfa her bir söz derin bir mana taşır. Ve son söz olarak; " Gidiyorum, ama henüz dile gelmemiş bir hakikati bırakıyorsam, bu hakikat beni arayıp bulacak ve ben bir kez daha, geri döneceğim." "Çünkü hatırada mesafeler ortadan kalkar; sadece unutmada, ne sesinizin ne de bakışlarınızın aşabileceği bir uçurum açılır." Keyifli okumalar...
Ermişin Bahçesi
Ermişin BahçesiHalil Cibran · İş Bankası Kültür Yayınları · 202114,6bin okunma