Mehmet Bahçeci

64 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Öykülerde ağırlıklı olarak haksızlıklara karşı bir isyan, bir kırgınlık havası soluyorsunuz. Bu haksızlıklar çoğunlukla aile içindeki bireylerin birbirlerine yönelttiği türden baskılar ya da düşüncesizce davranışlar olarak ortaya çıkıyor. Bilhassa anne, baba hatta Tanrı kavramları sorgulanıyor, yer yer sitem ediliyor bunlara. Kimi öykülerde de sistem eleştirileri, toplumsal eleştiriler ön plana çıkıyor. Ölümden ve kederlerden sıkça bahsedilmesine rağmen öykülere tuhaf bir neşe ve dalgacılık hâkim. Öyle ki, bu hisse en çok, Kapanda Bir Hayal ile Mualla, Oh Ne Âlâ Ne Âlâ isimli öykülerde kapıldım. Hâsılı, oldukça sert, oldukça dertli ama bir o kadar da ironiye kapı aralayan, bir o kadar da mizaha ve gülmeceye yer veren cümleler kaleme almış, Sevgili Burcu Ünlü. Kalemi daim olsun...
Kapanda Bir Hayal
Kapanda Bir HayalBurcu Ünlü · İthaki Yayınları · 2021289 okunma
Reklam
192 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 hours
"Fil Çalan Kız" romanını kapağına vurularak aldığımı itiraf ediyorum. Arada bir çocuk kitabı okumayı sevenlerden hatta bu işi yararlı dahi bulanlardanım. Bu eseri, on, on dört yaş grubunun severek okuyacağını tahmin ediyorum. Yetişkinler açısından ise, eğer benim kadar kitaplarla kafayı bozmuşlar ise, onlara da tavsiye ederim. Hadi, konusundan bahsedelim biraz. Fakir ve zor durumdaki halkına yardım etmek için hırsızlık yapan küçük bir kızın hikâyesini okuyoruz bu eserde. Chaya adındaki bu küçük Robin Hood, işi iyice azıtır ve hasta bir arkadaşının tedavi masraflarını karşılamak maksadıyla kraliçenin mücevherlerini çalmaya karar verir. Bu işi becerir de. Lakin hırsızlık suçu, Chaya'nın masum bir arkadaşının üzerine kalınca işler Arap saçına döner. Becerikli ve insaniyetli hırsız, kendi yüzünden hapsi boylayan arkadaşını kurtarmaya karar verir. O kadar gözüpek ve beceriklidir ki, bu işi de tereyağından kıl çeker gibi halleder. Bu kadarla kalsa gene iyi, kral hazretlerinin Ananda isimli gözde filini de kaçırır. Böylece Sri Lanka'nın balta girmemiş ormanlarında, fil sırtında, bir kovalamacadır, bir maceradır atılırlar. Önde bizim iyi kalpli hırsızımız ve arkadaşları, arkalarında ise kralın zalim askerleri... Neyse daha fazla anlatmayayım. Çünkü final epeyce sürprizlidir. :)
Fil Çalan Kız
Fil Çalan KızNizrana Farook · Eksik Parça Yayınlar · 202013 okunma
120 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
"Gözünü açtı. Yatakta doğruldu. Kalktı. Odadan çıktı, basamakları indi. Yemek masası üstünde tabaklar, içinde yemek artıkları ile dün geceki gibi duruyordu. Tek ses yoktu. Salonu dolaştı. Koridoru geçti. Geri döndü..." Kısa kısa ve birbirleri ardı sıra ip gibi dizilen cümleler. Belli bir ahenkle kitap boyunca akıp gidiyorlar. Bu tarz
Kopuk
KopukSine Ergün · Can Yayınları · 202158 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
72 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 hours
Yapıtlarıyla pek çok büyük yazarı etkileyen Schiller'in kalemiyle nihayet tanışma fırsatı buldum. Can Yayınları, Kısa Klasikler serisinden çıkan "Ihlamurlar Altında Gezinti" beş güzel öyküden oluşan bir öykü kitabı. Diğer öykülere kıyasla daha felsefi olan, aynı zamanda kitaba adını da veren "Ihlamurlar Altında Gezinti" yi ayrı tutacak olursak, diğer dört öykünün ortak noktası: bir şekilde suça bulaşan, mevkilerinden ve yurtlarından olan kimselerin hayatlarını gözler önüne sermesiydi. Tüm öyküleri severek okudum ama birini seç deselerdi, kitaptaki en uzun öykü olan ve sonunu merakla bekleyerek okuduğum, "Onurunu Yitiren İnsanın Suçu" derdim.
Ihlamurlar Altında Gezinti
Ihlamurlar Altında GezintiFriedrich Schiller · Can Yayınları · 2021719 okunma
128 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 86 days
"...Kısacası, bir erdemi aşırıya vardırmasaydı, dünya onun hatırasını saygıyla anacaktı. Fakat adalet duygusu, onu haydut ve katil yaptı." Şair ve yazar Heinrich Von Kleist'in Michael Kohlhaas isimli eserinden alıntıladığım bu cümle, aslında kitabın da bir özeti mahiyetinde. Eski bir vakayinamedeki bilgilere dayandırılan Michael
Michael Kohlhaas
Michael KohlhaasHeinrich Von Kleist · Can Yayınları · 2017833 okunma
Reklam
842 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 5 days
Gregory David Roberts'ın tüm dünyada çok satan eseri Shantaram ile herkese merhaba. Çok merak etmeme rağmen kalınlığından ötürü bir türlü okuma sırasına alamadığım Shantaram için nihayet doğru zaman gelip çattı ve bayram tatilini fırsat bilip uzun bir Hindistan yolculuğuna çıkmaya karar verdim. Film gibi hayat ya da film gibi kitap deriz ya, işte Shantaram hakkında da aynen bunu düşünmekteyim. Aşk, dostluk, özgürlük gibi kavramlar derinlemesine irdelenirken, best seller bir eserden beklemeyeceğim ölçüde bir felsefi derinlikle karşılaştığımı da söylemeliyim. Shantaram'da kurgu karakterlere yer verilmiş olsa da, büyük oranda yazarın başından geçenleri okuyoruz. Bu yönüyle Henry Charriere'ın çok beğendiğim Kelebek romanına benzettiğim bir eserdi. En başta Linbaba olmak üzere; Lord Abdul Kadir Han, Karla, Prabaker, Abdullah Taheri, Didier, Vikram Patel, Johnny Cigar ve hatta Ayı Kano... Ve daha nice unutulmaz karakterler ve onların başından geçen heyecan dolu olaylar, olaylar... Hepsi ve daha fazlası, çarpıcı bir anlatımla keşfedilmeyi bekliyor. Ben onların kâh sevgi kâh vahşet dolu dünyalarına misafir olduğum için çok mutluyum ve sizlere de Bombay sokaklarına uğramanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Shantaram
ShantaramGregory David Roberts · Artemis Yayınları · 20221,618 okunma
136 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 4 days
Bulgar edebiyatından sarsıcı bir Emilian Stanev romanı. Olaylar Sırp, Bulgar savaşı döneminde, Bulgaristan, Tırnova'da geçer. Bir Sırp savaş esiri ile Bulgar tarafından bir albay'ın karısı arasındaki aşk öyküsü anlatılır. Hani olmasaydı sonumuz böyle dedirten cinsten bir roman. Şeftali Hırsızı uzun zamandır ismiyle dikkatimi ve ilgimi çeken bir romandı ama bir türlü okuma sırasına alamamıştım. Kitabın konusuyla ismi son derece uyumlu ama kitaba başlamayan biri, kitabın isminden yola çıkarak, çok daha farklı bir metin okuyacağını düşünebilir. Çok ama çok beğendiğim bir eser oldu.
Şeftali Hırsızı
Şeftali HırsızıEmilian Stanev · Hür Yayınevi · 197432 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 2 hours
Dostoyevski'nin ilk eseri olan İnsancıklar, sanırım okuduğum ilk klasiklerden biridir. Yaklaşık yirmi beş küsür sene önce (çocuktum ilk okuduğumda) haliyle pek bir şey anlamadan okumuştum. Aklımda bir tek kitabın mektuplardan oluştuğu, yaşlı bir memurla genç bir kızın olduğu ve birbirlerine mektuplar yazdıkları kalmış. Büyük yazarın ilk eseri olması hasebiyle ayrı bir öneme sahip olsa gerek İnsancıklar. Ve gördüğüm kadarıyla genç Dostoyevski nasıl bir dehaya sahip olduğunu, gelecekte ne büyük eserler kaleme alacağını daha ilk kitabından müjdelemiş. Fazlasıyla hüzünlü, fazlasıyla sıcak ve içten bir kitap olduğunu söylemeliyim. Hani bazı kitapları okuduğumuzda iyi ki okumuşum deriz ya. İşte bu kitap da tam olarak bunu dedirtti bana. İyi ki okumuşum.
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Öteki Yayınevi · 201662.4k okunma
200 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 13 days
Eser, baş karakterimiz Velçaninov'un hayatından bir kesiti sunuyor bizlere. Bu kesitte kahramanımız gölge gibi peşinde olan bir adamla yüzleşiyor, kâh dostane bir havada kâh düşmanca tavırlarla ilişkileri gelişmeye başlıyor. Eski bir tanıdığı olan Pavel Pavloviç isimli bu gizemli adamla yolları kesişen kahramanımız, geçmişin sırlarına dalıyor, şimdiye ve geleceğe yönelik çıkarımlarda bulunmaya uğraşıyor. Yani roman iki önemli karakter üzerinden ve psikolojik gerilimlerle ilerleyen tipik bir Dostoyevski romanı. Rüyalar, ahlâksal sorgulamalar, iç sıkıntıları, tiksintiden, sevgiye ve şefkate kadar uzanan, alışık olduğumuz Dostoyevski tarzıyla bu romanda da epeyce karşılaştım. Zaman zaman sıkıldığımı hissettiğim ve mevzunun nereye bağlanacağını bir türlü kestiremediğim bir romandı. Yani pek öyle çarpıcı bir konusu olmasa da Dostoyevski'nin tarzını ve dehasını göstermesi bakımından önemli bir eser olduğunu düşünüyorum.
Kadın Budalası
Kadın BudalasıFyodor Dostoyevski · Bordo Siyah Yayınları · 20102,904 okunma
160 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 27 hours
Şükürler olsun, en sonunda insanın içini karartmayan bir Dostoyevski eserine denk gelebildim. Kara mizah örneği sayılabilecek bu romanı çok sevdiğimi ifade etmek isterim. Diyalogların çokluğu ve bir hayli komik olmaları sayesinde, sanki bir tiyatro oyunu izliyormuşum hissine kapıldım. Fakat yan karakterlerin isimleri birbirine benzediği için, zaman zaman kim kimdi karmaşası yaşamadım değildi. Bu durumda olmasa tadından yenmezdi. Başta Marya Aleksandrovna olmak üzere pek çok fitne fücur karakter vardı romanda. Bir de bunlara dünyadan bir haber yaşlı Prensle, Marya'nın saftirik kocası eklenince, ortaya epeyce şenlikli bir roman çıkmış. Alışmışız tabii, Karamazov Kardeşler, Suç ve Ceza, Beyaz Geceler gibi ağır Dostoyevski romanlarına. Amcanın Rüyası, bu saydıklarıma kıyasla çok farklı, hafif ve eğlenceli geldi. Yalnız yazar, karakterler üzerinden Shakespeare'i biraz fazla diline dolamış sanki. Tamam, büyük yazar olabilirsin, Dostoyevski olabilirsin ama ne bileyim işte... Beğen beğenme, karşındaki adam da Shakespeare nihayetinde.
Amcanın Rüyası
Amcanın RüyasıFyodor Dostoyevski · Antik Kitap · 20133,317 okunma
Reklam
115 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 18 hours
Etkileyici bir Turgenyev eseriyle herkese merhaba. 1850 Yılında yazılan "Lüzumsuz Bir Adamın Günlüğü" yanlış bilmiyorsam Turgenyev'in yazmış olduğu ilk romanı. Ülkemizde az bilinen bu eser, ilk kez Notos Kitap tarafından 2013 Yılında dilimize kazandırıldı. Daha sonra 2018'de İletişim Yayınları tarafından "Gereksiz Bir Adamın Güncesi" ismiyle baskı gördü. Çoğu okurun ilgisini çekmeyeceğini düşündüğüm bu bilgileri yazmamın sebebi, kendimce önemli gördüğüm bir şeye hayret etmem nedeniyledir. Bilindiği üzere ülkemizde onlarca köklü yayınevi var ve yine herkesin katılacağı üzere, Turgenyev 19 Yy. Rus edebiyatının Tolstoy ve Dostoyevski ile beraber üç büyük yazarından biridir. Hâl böyleyken, bu kadar önemli bir yazarın, bu kadar önemli bir eseri, (ilk eseri olması hasebiyle ayrıca önem taşıdığı kanaatindeyim) nasıl olur da bu kadar geç bir tarihte Türkçe olarak yayınlanır? Notos Kitap akıl edene kadar, çok daha eski ve köklü yayınevleri uyudu mu? Neredeydi akılları? "Hay senin derdini seveyim, kafasını taktığı şeye bak, Allah'ın işsizi!.." dediğinizi duyar gibiyim. Olsun. Ziyanı yok. Gelelim kitaba... Kendisini "lüzumsuz bir insan" olarak addeden karakterimiz Çulkaturin'e kesinlikle katılıyorum. Ölümüne iki hafta kala, günlük şeklinde kaleme almaya başladığı önemsiz hayatından okuduğum kadarıyla, son derece lüzumsuz bir adammış. Yazarımız, bu lüzumsuzluğu öyle güzel bir şekilde anlatmış, kahramanın başından geçen tuhaf bir aşk öyküsüyle de öyle güzel ortaya dökmüş ki, bize de zevkle okumak kalmış. Yine beni yanıltmayan, tam tadında bir Turgenyev eseriydi. Tavsiye ederim.
Lüzumsuz Bir Adamın Günlüğü
Lüzumsuz Bir Adamın GünlüğüIvan Turgenyev · Notos Kitap · 2013781 okunma
60 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 5 hours
Acayip fikirlerime sağlam bir yancı buldum sonunda. Bu kişi, tarihsel bir kişilik. Ateist, materyalist, sosyalist düşünce ve eylem adamı, Karl Marx'ın da damadı olan Paul Lafargue'den bahsediyorum. Tembellik Hakkı, Lafargue'nin, kapitalist sistemi eleştirdiği kısa ama pek ünlü bir eseri. Öyle ki, Komünist Manifesto'dan sonra Avrupa'da en çok
Tembellik Hakkı
Tembellik HakkıPaul Lafargue · Telos Yayıncılık · 200010.3k okunma
448 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Yıllarca "iyi" ve "saf" edebiyatı kâh İngilizlerde kâh Ruslarda arayıp, pek çok seçkin örneğiyle karşılaştıktan sonra nihayet burnumun ucundaki bir güzelliği, "Çalıkuşu"nu görmek nasip oldu. Evet dostlar, Çalıkuşu, sanatsal anlamda tüm o iyi edebiyat şaheserleriyle yarışır nitelikte bir eser. Ve anlamca pek çoğundan üstün bulduğumu söylemeliyim. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal'in de sıkı bir kitap okuru olduğunu (dört bin civarı kitap okuduğu söyleniyor) bilmeyenimiz yoktur. Çalıkuşu ile ilgili beni ziyadesiyle mutlu eden bir husus da, bu güzel eserin Atatürk'ün başucu kitabı olmasıdır. Öyle ki, Büyük Taarruzu yönettiği bir sırada, kurmaylarıyla arasında şöyle bir bahis geçmiş: “Biliyor musunuz, dün gece Reşat Nuri Bey’in ‘Çalıkuşu’ romanını okudum, çok beğendim. İhmal edilmiş Anadolu’yu, genç bir hanım öğretmenin yaşadığı zorlukları ne güzel anlatmış. Cidden muvaffak olmuş. İsmet Paşa’ya da vereceğim. Sonra da sizler okuyun.” Her sözünde, her davranışında ayrı bir hikmet barındıran Ata'mızın, Çalıkuşu gibi güzide bir eserimizi övmesine ve tavsiye etmesine şaşırmamak lazım gelir. Çünkü Reşat Nuri Güntekin, nahif bir aşk öyküsünü anlattığı romanını, öyle büyük bir maharetle toplumsal gerçekçi bir zemin üzerine bina etmiştir ki, ben bu ayarda bir parıltının izlerine, ancak ve ancak Victor Hugo gibi, Lev Tolstoy gibi, belki biraz da Dickens gibi, iki elin parmağını geçmeyecek dev yazarların yapıtlarında rast gelebilmişimdir. Çalıkuşu; adeta cehaletin ve softalığın başına inen bir balyoz, aşka, fedakârlığa ve aydınlanmaya verilen sarsılmaz bir omuz gibi...
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılap Yayınları · 1999102.4k okunma
248 syf.
7/10 puan verdi
"Yaşamak İçin" Sandra Brown'un okuduğum ilk kitabıydı. Bu baskıda yer alan diğer kitabı okumadım. Okur muyum? Bilemiyorum. Yani yorumum "Yaşamak İçin" isimli kitapla sınırlı olacaktır... Kazazedelerin hayatta kalmalarını işleyen kitapları, filmleri hep sevmişimdir. Bu eserde birazda bu yüzden ilgimi çekmişti. Ortalara kadar hikayenin beni içine aldığını ve ilgiyle okuduğumu söyleyebilirim. Fakat yarıdan sonra mevzu tamamen cinselliğe döndü. Birbirinin benzeri, uzun uzadıya anlatılan abartılı sevişme sahnelerini okumaktan ben sıklıdım ama belli ki yazar bunları yazmaktan sıkılmamış. Yazmışta yazmış... Kitabın konusundan ilgi çekici hatta eğlencelik bir TV filmi çekilebileceği kanaatindeyim. Hepsi bu kadar. Düşündüren, sorgulatan ya da derinliği olan bir kitap değildi. Ve ayrıca klişelerle doluydu. Diğer yandan yiğidi öldür hakkını ver demişler. Okunmayacak kadar da vasat değildi. Yani yer yer merak uyandırıcıydı ve hatta sevimli diyalogları olması sebebiyle zaman kaybı bir kitap olarak da niteleyemiyorum. Çerezlik niyetine kafa dağıtmak için okunabilir. Bu bağlamda okumayanlara tavsiye edebilirim.
Yaşamak İçin - Rüzgarlı Şato
Yaşamak İçin - Rüzgarlı ŞatoSandra Brown · Harlequin Yayıncılık · 20169 okunma
88 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 1 hours
İsviçreli yazar Ludwig Hohl'ün otobiyagrafik romanı "Tırmanış" ile herkese merhaba. "Tırmanış" Uzun zamandır okumak istediğim, kapağına ve ismine vurulduğum kitaplardandı. Kısmet bugüneymiş... Genel olarak zevkle okuduğum ama bazı bölümlerde bir parça sıkıldığımı hissettiğim bir eserdi. Özellikle kitabın başlarındaki yer tasvirleri biraz uzun tutulmuştu. Eh bu tasvirlerin çoğunu da zihmimde hakkıyla canlandıramayınca, okuma keyfim bir parça düştü. Metnin büyük çoğunluğuna tekinsizlik duygusu hakimdi. Alplere tırmanmakta olan kahramanımızın yaşadığı hem fiziksel hem de duygusal zorluklarla, eyvah şimdi kötü bir şey olacak, eyvah şimdi düşüverecek korkusuyla bitirdim kitabı. Kendisi de uzman bir dağcı olan yazarımız, bu birikiminin de katkısıyla olsa gerek, pek hoş bir esere imza atmış.
Tırmanış
TırmanışLudwig Hohl · Sahi Kitap · 2021163 okunma
155 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.