Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Élûriel

Önyargılardan kurtulup, tecrübelilerin önerileri yapıldığında ve diğerleriyle bilgi alışverişinde bulunulduğunda, tarihte geçmiş örnekleri var olan, herhangi bir terslik oluşmaz ve her şey yolunda gider.
Sayfa 26 - Elhamra Yayınları, 1. Baskı: Şubat 2017
Reklam
Her şey detaylıca ele alınıyorsa, gerçekçi sorunların da çözüleceğine inanılır, ancak yörüngesinden çıkmış fikirler kullanıldığında, karşıdakinin kendilerini anlaması beklenemez. Çünkü, insan hedef olarak sadece şahsi çıkarlarını beklerse mükemmele ulaşamaz. Yardımseverliğe dönüştürülmek istendiğinde, bir aptalın huylarını değiştirmek zordur.
Sayfa 25 - Elhamra Yayınları, 1. Baskı: Şubat 2017
Hagakure felsefesi, zaman ya da yararı hakkında iletecek bir şeyi olmadığı gibi, kördüğüm olmuş beklentilerle boşa harcanacak bir zamanı da savunmaz. Bu felsefeye göre insanın çevresinde oluşan olaylara tepki gösterdiğinde sorulması gereken şey; insanın nerede durabileceğini bilip bilmediğidir.
Elhamra Yayınları, 1. Baskı: Şubat 2017

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Biz kendimiz şeytan olduk. Dünyanın, denizlerin ve havanın korkusuyuz."
Sayfa 14 - Olimpos Yayınları, 2. Baskı: Ekim 2019
"Herkes tereddüt edebilir ve kaderin vereceği kararı bekleyebilir ama bir tanrı neyin öncelikli olduğunu bilmek zorundadır:"
Sayfa 12 - Olimpos Yayınları, 2. Baskı: Ekim 2019
Reklam
Benimle birlikte burada savaşan bütün askerler, kesinlikle bilmelidir ki, bize verilen vatan namusu görevini tamamen yerine getirmek için bir adım geri gitmek yoktur. Bu sırada dinlenme uykusu aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün ulusumuzun sonsuza kadar yoksun kalmasına yol açabileceğini hepinize hatırlatırım. Bütün arkadaşlarımın benimle aynı düşüncede olduklarına ve düşmanı tamamen denize dökmedikçe bozgunluk belirtileri göstermiyeceklerine kuşku yoktur.
Sayfa 125 - Örgün Yayınevi, 1. Baskı: 2005
Amacım, önce düşmanın merkezinde en kuvvetli ve müstahkem olan noktayı düşürmektir. Bunu başardıktan sonra bütün gücümle düşman üzerine atılıp denize dökmeyi uygun buluyorum.
Sayfa 101 - Örgün Yayınevi, 1. Baskı: 2005
Topçumuzun bugünkü atışlarının etkisinden, düşman avcı siperlerini kesinlikle takviye edememiş, dahası ateşin sürdüğü sürece bazı kesimlerinde siperlerden kaçanlar olduğu, özel olarak yaptırdığım keşifler ve gözetlemeler sonucunda gerçekleşmiştir. Topçularımıza teşekkür ederim. Yalnız düşmanın bu etkimizden kurtulmak için bayrak sallamak sahteciliğinde bulunduğu, bugün kahraman piyadelerimizin böyle bir bayrak sallayanların üzerine atılarak tepelemeleri ve bayrağı almalarıyla belirlenmiştir. Topçular bu konuya dikkat etmelidir.
Sayfa 92 - Örgün Yayınevi, 1. Baskı: 2005
Topçu Merkez Mevziinden 14.2.1331 (27.2.1915) 1-Düşman tamamen kıyıya dökülmüştür. Bindirme araçları yetmediğinden tamamen kaçırılamıyor. 2-Gecenin karanlığından yararlanarak düşmanın yeniden kuvvet çıkararak döküntülerini takviye etmesi olasılığı vardır. Bunun için: 3-Bütün birlikler hiçbir düşman faaliyeti kalmayıncaya kadar saldırıyı gece dahi sürdürerek kıyının egemenliğimiz altına alınmasını kesinlikle isterim. 4-Topçular, gecenin karanlığına kadar çok çalışarak ateşlerini sürdürmekle birlikte, gece dahi yönlerini saptayarak kıyıya ateş edeceklerdir. Topçu ateşlerinin kesilmesi, ancak düşman piyadesinin tüfek sesleri tamamen kesildikten sonra olacaktır. 5- Her birlik komutanı, bana durum hakkında sık sık rapor göndereceklerdir. 6- Ben düşmanın tamamen yok olmasına kadar merkezde, topçu mevziinde bulunacağım. On Dokuzuncu Tümen Komutanı Yarbay M. KEMAL
Sayfa 79 - Örgün Yayınevi, 1. Baskı: 2005
"Alay 33'den iki taburu sol kanada gönderiyorum. Karşınızdaki düşman çekilmiştir. Sol kanattan korkmayın; gece olmadan önce düşmana hücum ediniz. Sağ kanat hücum etti. Düşmanı denize döktü."
Sayfa 67 - Örgün Yayınevi, 1. Baskı: 2005
Reklam
Düşman ateşini olağanüstü şiddetlendirmiş ve yanaşmıştı. Düzenli olarak geri çekilme olamadı. Albayrak sırtlarında istediğim halde, erleri durduramadım. Karanlık ve yağmur ve ormanlık buna engel oldu. Düşman ateş ederek izlemekteydi. Düştüğüm bir çukurdan fedakâr bir çavuş ve bir onbaşı tarafından kurtarılarak kesin bir tutsaklıktan yakamı kurtardım.
Sayfa 64 - Örgün Yayınevi, 1. Baskı: 2005
Tutulan mevzi üzerine düşman donanması tarafından büyük çaptaki toplarla açılan bombardımanın etkili ateşi vardı. O sırada uçan uçağa sol yanımızdaki kuvvetler tarafından açılan piyade ateşini askerler düşman ateşi sanmışlar, sol yanımızın düşman tarafından kuşatılmakta olduğuna inanmışlar, yeniden dağılarak geriye doğru kaçmaya başlamışlardır. Bunun üzerine rovelverlerle ve yanımda bulunan beş on askere süngü taktırarak ve silâh doldurtarak yaptığım tehditle tekrar hepsini durdurmayı fakat daha gerideki sırtlarda mevzi aldırmayı başardım ve durumu da tümen komutanına, emri gereğince bir raporla telefonla bildirdim. Saat 7.00 önce.
Sayfa 58 - Örgün Yayınevi, 1. Baskı: 2005
Bölükler çok düzensiz olarak sırttan aşağı iniyorlardı. Bu durumdan ürktüm. Bunun bir bozguna dönüşeceğini/sezdim. Çünkü, bu ormanlıklı, sırt ve çeşitli vadiler içersindeki arazinin engellerinin yanısıra bir de gecenin karanlığı, subaylar için yönetimi güçleştiriyor, hemen her subay kendi çevresine yakın yerlerdeki yirmi otuz erin dışındakilere söz geçiremiyordu.
Sayfa 56 - Örgün Yayınevi, 1. Baskı: 2005
Teğmen Vasıf ve Yüzbaşı Halil Efendiler durum hakkında alay komutanı beye açıklama yapmaya başladılar. Bana tekrar sordu. "Ne yapalım?" dedi. Ben de "Siz alayın komutanısınız. Durumu görüp anlar, ona göre karar verirsiniz. Ben sizin kararınıza karışmam. Bana dayan derseniz, zaten ediyorum. Tek bir askerim kalıncaya kadar yine dayanırım. Eğer savaş durumunun gereği olarak başka bir mevziye çekilmek için emir verirseniz, onu da siz bilirsiniz" dedim. (Alayın savaş tutanağında bu görüşme yazılıdır.)
Sayfa 54 - Örgün Yayınevi, 1. Baskı: 2005
Alay Komutanı Saip Bey de yanıma geldi. Alay erlerinin geceden kaçtığını bildirdi. Fakat bu geri çekilişin asıl nedeninin, adı geçenin asılsız kuşkusu ve korkak bir iki subayın kendisine getirdiği haberler üzerine, genellikle taburların daha geride uygun bir mevzie çekilmeleri gibi belirsiz, karışık, anlamsız uygulanamaz bir emir vermiş olmasından kaynaklanmış olduğunu söylemedi. Bütün kusuru askerlerin üzerine yıktı. Kendisine askerlerin toplanmasını, bu konuda şiddet ve faaliyet gösterilmesini emrettim. Kendim de bir süre orada kaldım. Gerçekten asker toplandı ve düzenleme çalışmalarına başlandı.
Sayfa 45 - Örgün Yayınevi, 1. Baskı: 2005
8,1bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.