Yemin ederim son 100 sayfasında Lia yüzünden sinir krizi geçirmekten korktum. Dengesiz psikolojisi son kısımda beni delirtti, dengemi bozdu, bir şeyleri parçalama isteğiyle doldurdu. Adrian'a üzüldüm iyice.
Birinci kitapta olmayan, eksik gelen ve kim, kimdir dediğimiz ne varsa bu kitapta açığa çıkıyor. Lia ve Adrian nasıl tanıştı? Kısmından başlıyoruz okumaya, yavaş yavaş çiftimizi tanıyıp geride soru işaretine yer bırakmadan da okuyoruz. Mesela ilk kitapta saçma gelen birçok sahne, olay, eksik gelen duygular... hepsi bir anlam kazanıyor bu kitaptan sonra. Bir ara ilk kitap bu mu olsaydı, diye düşünmedim değil. Hatta seri ile ilk defa tanışsam ben 2-1-3 şeklinde okurdum valla. (Serilerde sıralamaya özen gösteren ben bunu diyorum)
Kitabı asla tahmin etmeyeceğim şekilde sevdim. Hatta beklemediğim, beni şaşırtan şeyler de öğrendim ki son kitaba daha bir yükseltti bu beni. Hâliyle üçüncü kitaptan beklentim de arttı hem de artık bir yere bağlandığını bilmenin rahatlığı ile daha güzel yerleri okuyacağımı bilmiyorum. Tek sıkıntım Lia... Karakterin psikolojisine bakınca hareketleri tam yerinde ve yazarın da o ruh hâlini çok güzel verdiği bir gerçek. Ancak bir yerden sonra Yasak Elma Ender'e bağladı kadın ya. Valla çıldırdım, artık telefonu parçalayacaktım. Son kitapta Lia nasıl düzelecek acayip merak ediyorum.
Bence 2-1-3 şeklinde okunsa daha anlamlı olacak bu seri. Yeni başlayanlar için bir öyle okumanızı öneririm ben.