Fatma

Fatma
@Modern_okur
Her yasak kendi isyancısını yaratır.
Öğrenci
Lisans- Felsefe
İstanbul
25 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Doğa, medeniyette yanlış giden her şeyin tersi olarak görülmektedir.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
"Doğa ve doğal olan kadınlara, ırkı beyazdan farklı olan insanlara ve yerli haklara olduğu kadar eşcinselere karşı da kullanılmıştır"
Sayfa 150Kitabı okudu
"Kim bilirdi yaşamın en ölüm olduğunu, ölümünde en yaşam... duymuştum bir kez, yaşayan ölülerdik biz ve bedenimiz en tabutumuz."
Sayfa 278Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu nasıl olur? Nasıl olur da insan bir şeyi kendisinden daha çok sevmeye kalkar!
...Oyalanmak için bütün gün evi temizliyordu. Her gün küçük askerler gibi dizilmiş bir sürü ufacık biblonun tozunu alıyordu. Evdeki her şey, parkeler, merdivenler, yer karoları, döşeme taşları, avizeler, bakır tencereler pırıl pırılparladı. Bütün hayatını neden yerleri, eşeyaları ovup temizleyerek, pırıl pırıl parlatarak geçiriyordu? Bir gün bu sorunun cevabını buldum. Evinde dolaşırken bir kaleydoskopun tam ortasında yansımalar ile çevrilmiş gibi oluyordu, böylece etrafındaki her şey, ona bakıyor ve eşilik ediyordu, ya onun önünden ya da onun hemen arakasından geliyor, kimi zamanda ona gülümsüyordu ve ona Mona Lisa'nınki gibi bir gülümsemeyle yanıt veriyordu. Bu şekilde evinde tek başına olmuyordu.
Reklam
Bir insanın tek karşılığı taşıdığı numaraydı. İnsan kelimenin tam anlamıyla numaraya dönüşmüştü: ölü ya da diri olması önemli değildi; " numaranın" yaşamı tamamen konu dışıydı. Numaranın arkasındakiler çok daha önemsizdi: Bir insanın kaderi,geçmişi, ismi...
... Ozon tabakasının delinmesi, susuzluk ve kirlilik birer hastalık değil, belirti. Hastalık nüfus artışı. Ve biz dünyanın nüfusuyla baş etmedikçe, hızla büyüyen kanserli bir tümöre yara bandı yapıştırmaktan başka bir şey yapıyor olmayız.
Sayfa 177Kitabı okudu
Savaş ve Barış yoktur. Peki ne vardır o halde? Savaş... Hepimiz savaşız, sen de O zaman artık var olmak istemiyorum, çünkü savaşı istemiyorum, o halde uyut beni, sonun gelmesini sağla. Savaşın bir son bulmasını istiyorum. Artık nefret etmek istemiyorum.
Sayfa 159Kitabı okudu
... Bir kentin, neden başka herhangi bir yerde değil de, orada doğumuş olduğumu anlamaksızın, içinde doğduğum bir kentin beni rahatsız eden yanı ne olabilir? Anımsamak zorunda mıyım orayı?
Reklam
"Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir."
Sayfa 176Kitabı okudu
Durup kendini dinledi, göğüsünde bir huzursuzluk, dışarı çıkmak isteyen bir şeyler hissediyordu. Birden ne olduğunu anladı, özgürleşmek isteyen batırılmış kahkahalar vardı içinde.
Bu kadar kan akmasına gerek kalmazdı eğer birisi çıkıp benimle ölene kadar ilgileneceğini söyleseydi. Biri çıkıp da bana aşık olsaydı...
Sayfa 315Kitabı okudu
"İnsanlar..." dedim fısıldayarak. " Taşırlar insanları. Kundaktayken, tabuttayken. Hep taşıyacak birileri olur. Bazıları dostluktan, bazıları cepteki paradan, bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşınma sırasının geleceğini söylediği için, taşırlar insanı..."
Yaradılışımı, geleceğimi, çevremi, insanların farklılığını, duygularımın çeşitliliğini sorguluyordum. Kendimi dinlemeyi öğrenmekti bu yaptığım. Çünkü duyulabilecek kadar yüksek bir ses vardı içimde. Bunu fark edince, dünya üzerindeki bütün insanlar birden yok olsalar dahi yalnız kalmayacağımı anladım. Çünkü ağzımdan çıkan, başkalarının duyabildiği bir sesin yanında, içimde yankılanan ve kimsenin varlığından bile haberdar olmayacağı başka bir ses daha vardı.
78 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.