Deliliğin getirdiği can sıkıntısı,
uçsuz bucaksız bir çölü çağrıştırıyordu; öyle ki, herhangi birinin öfkesi ya da üzüncü bir vaha
yaratıyordu sanki. Ara sıra yaşanan kısacık
dostluk anları da, bu çöle yağan bir yağmur
gibiydi ve bu anlar numaralanıyor, sayılıyor,
bitmelerinden çok sonra bile hatırlanıyordu.