Fındık ezmesi

Fındık ezmesi
@Mrc002
Bu tür ukala insanlara toplumun belli kesimlerinde kimi zaman, hatta çoğu zaman rastlanır. Her şeyi bilirler. Zamanımızın bir düşünürünün dediği gibi, yaşamda ilgi duydukları daha önemli şeyler ve görüşleri olmadığından, zekâlarının, yeteneklerinin tüm ilgisi tek bir yöndedir. Gelgelelim, “her şeyi bilirler” derken burada oldukça sınırlı bir alanın kastedildiğini bilmek gerek: Falanca nerede çalışıyor, kimleri tanır, malı mülkü ne kadardır, vali olarak nerelerde görev yapmıştır, karısı kimlerdendir, ne kadar drahoma getirmiştir, kuzeni kimdir, uzak akrabaları kimlerdir, vb. vb... Hep bu çeşit şeylerle ilgilenirler. Her şeyi bilen bu kişilerin çoğu dirsekleri aşınmış, yırtılmış giysilerle dolaşır, ayda on yedi ruble maaş alır. En küçük ayrıntısına varana kadar her şeylerini bildikleri insanlarsa, onları buna hangi sebeplerin yönlendirdiğini elbette bilmezler; oysa bu çokbilmişlerin çoğu, handiyse bütün bir bilimsel çalışma düzeyinde olan bu bilgileriyle pek rahattır, bu bilgileri nedeniyle kendilerine saygı duyar, hatta en yüksek düzeyde ruhsal doyum içinde olurlar. Hem epey de çekici bir bilim dalıdır. Bu bilimde kişisel huzurunu da, ülküsünü de en yüksek düzeyde bulmuş ve hatta bütün kariyerini yalnızca bu alanda yapmış çok bilim adamı, edebiyatçı, ozan, politikacı gördüm ben.
Reklam
Fındık ezmesi tekrar paylaştı.
İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var... Hiçbir şey üzerinde düşünmeye, hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle, kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz.
Sayfa 266Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
166 syf.
·
Not rated
Çok önce okuduğum bir kitap kapak kısmındaki sözü hala aklımda "maria maria işte " klasik emine şenlikoğlu romanlarından sürükleyici bir günde okunur..
Maria
MariaEmine Şenlikoğlu · Mektup Yayınları · 20114,428 okunma
Deliliğin getirdiği can sıkıntısı, uçsuz bucaksız bir çölü çağrıştırıyordu; öyle ki, herhangi birinin öfkesi ya da üzüncü bir vaha yaratıyordu sanki. Ara sıra yaşanan kısacık dostluk anları da, bu çöle yağan bir yağmur gibiydi ve bu anlar numaralanıyor, sayılıyor, bitmelerinden çok sonra bile hatırlanıyordu.
Reklam
Kız evlat kesinlikle lanetli olduğuna inanıyorsa, annesinin bunu bildiğini, ona aslında sevgi yerine acıma sunduğunu ve gurur yerine şehit edilme duygusunu taşıdığını düşünüyordu mutlaka.
307 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.