Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.6
Müge Uncu Gül
Müge Uncu Gül
@Muge_uncu
24 Mayıs
161 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
İran'da belediye otobüsü şoförlüğü yapan Yunus, sendikasıyla birlikte daha iyi çalışma şartları için bir eyleme katılır. Politikayla çok ilgisi olmasa da bu eylemden sonra bazı konularda sınırları zorlanmaya başlar ve ertesi gün kendisine laf söyleyen birine patlar. Tutuklanarak siyasi mahkumların kapatıldığı Evin cezaevine götürülür.
Kitapta Yunus'un cezaevindeki günlerine, İran adalet sistemine göz atarken, aynı zamanda geriye dönük hatıraları ile İran devrimi öncesine ve sonrasına da tanıklık ediyoruz. Bir ülkenin insanlarının dönüşümünü, devletin olayları zorla, işkence ile nasıl istedikleri gibi yönlendirdiğini en açık haliyle gözler önüne seriyor.
O kadar akıcıydı ki iki oturuşta okudum kitabı. Ayrıca betimlemeleri çok güzel ve yerindeydi. Herşey gözümün önünde tek tek canlandı.
Trendeki gizemli şapkalı adamın insanların tüm dertlerine çare bulmasıyla başlayan roman insanı alıp inanılmaz yerlere götürüyor. Kitabın sonuna kadar kim olduğunu merak ettiğimiz şapkalı adam parası olmayanın cebinden para çıkarıyor, eşyası kaybolanın eşyasını buluyor, saplık sorunu olanı iyileştiriyor. Tüm bunları birkaç saniye içinde yapıyor üstelik.
Tabi ki bu dueum ülke çapında büyük olay oluyor, üzerine tv programları yapılıyor, herkes bu adamı konuşuyor: Doğaüstü olaylar uzmanı, fizikçiler, doktorlar, alternatif tıpçılar, gazeteciler...
Kitapta halkın nasıl büyük bir güç olduğunu, neye inanıyorsa, neyi istiyorsa, neyin peşinden gidiyorsa aslında gazetede, televizyonda gördüklerimizin o olduğunu anlatıyor. Aynı zamanda medyanın da gücünü görüyoruz, neyi nasıl göstermek istiyorsarsa öyle gösterdiklerini, insanı kral da soytarı da yapabildiklerini. Herkesin olaylardan yararlanmak için nasıl işler çevirdiğini, kendine para kapısı yaptığını.
Yazdıkça yazası geliyor insanın ama en iyisi kitabı alıp okumanız. Her yaşa uygun, çok büyük dersler çıkarılabilecek güzel bir kitap.
Muhteşem! Muhteşem! Muhteşem!!! Uzun zamandır bu kadar sevdiğim bir karakter olmamıştı. Canım Beth Harmon. Doğuştan gelen satranç zekasıyla, kusursuz bir insan olmaktan uzak oluşuyla çok sevdiğim bir karakter oldu.
Beth annesi ölünce 7-8 yaşlarındayken yetiştirme yurduna verilir. Çok arkadaş edinemeyen Beth, yurdun hademesi bay Shaibel'ı bodrumda tek başına satranç oynarken görür ve ne oynadığını merak eder. Oyunu öğretmesi için hergün bodruma iner. Kısa sürede bir satranç dahisi olduğu ortaya çıkar fakat yaptığı yanlış bir davranıştan ötürü oynaması yasaklanır. Taa ki evlatlık verilene kadar.
Harika bir kurgu, hayranlıkla okudum. En çok sevdiğim yanı ise bir dahinin mükemmel olmayan hayatıydı. Onun da sorunları vardı ve herşeyi dört dörtlük yapan biri değildi. Bu durum karektere gerçeklik katıyor bence. Kusursuz bir profil çizilseydi kesinlikle bu kadar etkileyici olmazdı.
Kitabı bitirir bitirmez dizisini de izledim. Diziyi de çok beğendim. Tabii ki kitapta Beth'i daha iyi anlıyoruz ama dizinin görselliği harikaydı. Gerçekten çok başarılı bir iş ortaya konmuş. Kitabı okuyup kesinlikle dizisini de izleyin derim.
Okur Takip Önerileri
Kitabımız esrarengiz bir cinayetle başlıyor. Tüm dünyayı ilgilendiren bir olayı örtmek için işlenen bu cinayetin, kısa sürede kapanan dosyası yıllar sonra tekrar açılıyor.
Baş karakterimiz Aras Biyoloji bölümü mezunu, Harward'da fenetik üzerine doktora yapan başarılı bir bilim adamı. NBL adlı global bir şirketin iş teklifiyle hayatı tamamen değişiyor. Yasa dışı ve etik olmayan bilimsel çalışmalar, tetikçiler, hırslı bir bilim adamı, aşk, heyecan, gizem... Hepsi bir kitapta toplanmış. Uzun zamandır özlediğim Dan Brown kitaplarının o merak hissini bana yaşattı. Bir sonraki sayfayı merak ettiren ve kalın olmasına rağmen bir çırpıda okunabilen başarılı bir kitap.Verilen bilimsel ve tarihi detaylarla zenginleştirilmiş.
Kitap bitince 'Şimdi nolcak?' Diye düşündüm. İkinci kitap mı gelecek acaba.
Böyle biyoloji tabanlı kitapları seviyorum, daha çok ilgimi çekiyor.
Off off off... Bu kitap bana ne yaptı böyle? Böldü, parçaladı, yıktı... Bu kadar içten, yalın ama etkileyici yazılır mı? Hem de daha ilk kitaptan.
Muhteşem bir kitap okudum gerçekten. Üstelik bir meslektaşımın yazmış olması beni bir kat daha gururlandırdı.
Kitap bir apartmanda yaşayanların hayatlarını anlatıyor diyebilirim. Her dairede ayrı bir hikaye, gözyaşı, yaşanmışlık, dert... Kitabın ilk bölümünde karakterleri tanıyoruz. İkinci bölümde birbirleri ile ilişkilerini, üçüncü bölümde ise bugüne nasıl geldiklerini okuyoruz. Yaşadığımız ya da hergün duyduğumuz şeyleri o kadar güzel yazmış ki ben hayran kaldım. Her karakterde kendimden birşeyler buldum, üzüldüm, iç çektim.
