Vedalaşmak.. Ne dayanılmaz bir keder.Bir ömür, bir yıl, bir ay, bir saat veya bir kaç dakika sonra buluşulabilecek olsa bile bu kederin kalbi helak edeceğini düşünerek vedalaşmak... Kirpiklerini yavaşça yumup açarken iç geçirdiğini ve o anda yüreğinin yerinden çıkacak gibi attığını bile bile vedalaşmak.
Hasretin acı tadını tadamayacağımıza adım kadar eminim ben . Kederli bir halin bize uğramayacağının da bilincindeyim . Sanki aynı evin içinde yollarımız kesiştikçe aynı sofrada birbirimize bakarak yemek yedikçe ve aynı yatağın sağını solunu doldurma mecburiyetini hissettikçe daha büyük bir keder kaplıyor içim ...
....
Oyun gibi ve ağırlıktan yoksun olanı seversin, bir kadere müdahale etmekten korkarsın. Kendini israf etmektir senin istediğin, herkese, dünyaya ve herhangi bir kurban istemezsin...
Şu hayatta bir şansım olsaydı eğer bir kaç şeyi hiç yaşamamış olmayı dilerdim. Öyle bir kaç şey deyip geçemiyorum, bazı olaylar insanı çok değiştiriyor.
Netice de kimse bir gecede büyümek istemez ...